02 Ocak 2011 Pazar
Hafta içi Bahadır
arayıp hafta sonu bir program yapalım mı dedi. Kabul ettim. Bahadır Poyrazköy’e
gitmeyi düşünüyordu. Bense Silivri’ye gitmek istiyordum.
Uğuru tura davet
ettim kabul etti. Erdal ise Silivri’nin kendisi için uzak olduğunu ama
Poyrazköy’e giderseniz gelirim dedi. Bu durumda rota olarak Poyrazköy
kesinleşmiş oldu. Bahadır ile Pazar sabahı 9.30 da Üsküdar da buluşmak için
sözleştik.
Ancak Cumartesi
akşamüstü Bahadırın işi çıkınca affını istedi. Sabah Samatya Hastanesinin
önünde Uğurla buluşup sahilden Eminönü’nün yolunu tuttuk. Üsküdar’a ulaştıktan
kısa süre sonra Erdal geldi. Erdal sakatlığı nedeniyle uzun zamandır bisiklete
binemediğinden Erdal’a önde gitmesini ve tempoyu belirlemesini teklif ettim.
Yola çıktık. Amacımız durmadan yola devam etmekti. Yokuşlarda Erdal’ın kondisyon
eksiği görünmeye başladı. Uğurla yola devam edip Yokuş bitiminde Erdal’ı
bekledik. Erdal gelince de hiç durmadan yola devam ettik. Bir süre sonra Erdal
ortada gitmek istediğini söyleyince önde Uğur arkada ben gittik. Benim fotoğraf
merakımı bildiklerinden her iki arkadaşımızda fotoğraf makinelerini almamışlar.
Ben de yeni aldığım makineye kıyamadığımdan makinesiz gelmiştim.
Çubukluya
geldiğimizde gördüğüm manzara karşısında dayanamadım ve durun dedim fotoğraf
çekeceğim. Cep telefonumu çıkarıp manzarayı görüntüledim. Çubuklu koyunda
avlanan bir balıkçı teknesi ağını topladıktan sonra yola çıkmıştı ve arkasında
bir martı sürüsü vardı. İşte o anda yeni makinemi almadığım için çok üzüldüm.
Uzun zamandır balıkçı teknesinin peşinden giden martıları görüntülemek
istiyordum ve ayağıma kadar gelen bu fırsatı da kaçırdım.
Hazır durmuşken katılanları da görüntüledim. Uğur bu yaz benimle
tur yapmak istiyor ve işi sıkı tutup şimdiden çalışmaya başladı. Tur için yeni
bir bisiklet aldı. İnanıyorum ki çok güzel turlar yapacağız ve çok iyi bir
ikili oluşturacağız. Bu tür tur talepleri geldikçe çok mutlu oluyorum. Amacıma
ulaşıyor olmak, insanların heveslenip yola çıkmaya hazırlandığını görmek beni
çok mutlu ediyor. Benim için benimle tura çıkıp çıkmamanız hiç önemli değil,
tura çıkmanız ve başkalarını da heveslendirmeniz önemli. Nasılsa yolumuz bir
gün bir yerde kesişir ve birbirimize kamp gecelerinde kendi ellerimizle acı
kahve yapıp ikram ederiz.
Erdal mayıs sonunda yaptığımız Yalıköy turunda sakatlandığından
uzun süredir bisiklete binemiyor. Son olarak 2 ay önce Belgrat ormanına
gelmişti. Kendisini yeniden bisiklet üzerinde görmek benim için büyük mutluluk.
Erdal’ın benim gözümde ayrı bir yeri vardır. Tur yapmayı çok istemesine rağmen
sakatlıktan dolayı yapamadı. Uludağ’ın zirvesine çıktığımda Facebook a koyduğum
fotoğrafımızda jest yaparak Erdal’ı da etiketlemiştim. Hep yanımdasın mesajını
vermiştim. Her gittiğim yerden Erdal’ı ararım, tur hakkında bilgi veririm. Her
aradığımda Erdal bana maddi manevi bir isteğim olup olmadığını sorar ve ne
zaman başım sıkışırsa aramamı söyler. Şimdiye kadar böyle bir ihtiyacım ve
talebim olmadı ama bunu bilmek insana bir güven veriyor. Kendisine çok teşekkür
ediyorum.
Kendimde görüntülendim tabi.
Balıkçı teknesinin
bir başka görüntüsü.
Kış bana yaramadı. Kilo aldım ve bu performansıma da yansıdı. Yaza kadar fazla kilo almamam lazım.
Kısa süre sonra Erdal da geldi. Bu noktadan sonra güzel bir inişle
Kaynarca ya geldik.
Devamında bizi Anadolu Fenerine ulaştıracak yokuşun başına geldik.
Buradaki güzel kumsalda da martılar kümelenmişti.
Yokuşu çıkıp Anadolu Feneri kavşağına geldik.
Her ne kadar rotamız Poyrazköy olsa da buraya kadar gelmişken
Anadolu Fenerine uğramamak olmazdı. Burada hava soğudu ve rüzgâra maruz kalmaya
başladık. İstanbul içine göre birkaç derece sıcaklık farkı vardı.
Anadolu Fenerinden Rumeli Fenerinin görünüşü.
Poyrazköy’e doğru yola çıkıp kavşağa ulaştık. Rüzgar karşıdan sert
esiyordu ve buda hızımızı düşürüyordu.
Poyrazköy sahiline inip birkaç fotoğraf çektik.
Sonrasında köftelerimizi yedik.
Eskiden küçük işletmelerde peşin satan, veresiye satan diye levhalar vardı. Ben burada o levhadaki peşin satanı temsil eden gibi çıkmışım.
Akşam eve geldiğimde 94,8 km yol kat etmiştim. Güzel bir günde
güzel bir tur oldu. Bu gün bisikletimin arka lastiğinin indiğini gördüm. İyi ki
eve kadar beni getirmiş. Yoksa akşamüzeri soğuk ve karanlıkta lastik tamiri ile
uğraşacaktım.
Bu tura katılan
Uğura, Erdal’a ve her ne kadarda işi nedeniyle gelemese de bizlerin yola
çıkmasına vesile olan Bahadır’a çok teşekkür ederim.
Önümüzdeki hafta
hedefte Silivri var. Güzel havaları kaçırmamak lazım.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder