Bu gün benim için tur bitiyor. Antalya da Hasan beni bekliyor. Yola çıktığımızdan beri her gün arayıp nerede olduğumu soruyor. Dün Facebook arkadaşım Ömer i arayıp Olimpos a geldiğimizi haber verdim. Beldibi ne geldiğimde arayıp haber vermemi söyledi. Bizi Mustafa Yiğitle birlikte karşılayacaklarını söyledi.
Sabah kalkınca bisikletimin fren pabuçlarını aylar önce aldığım Baradin pabuçları takarak değiştirdim. Üzerindeki arka pabuçlardan Olimposa inerken freni kuvvetli sıktığımda ses geliyordu. Pabuçları söktüğümde tamamen bittiğini, içindeki saçın açığa çıktığını gördüm. Kahvaltıdan sonra Alaturka çalışanları ile vedalaşıp yola çıktık.
Bu günkü yol haritamız:
Ana yola ulaşmak için 11 km mesafe var, bunun 5 km si ciddi bir yokuş çıkacağız. Kahvaltıda Mert ben önden çıkayım nasılsa yokuşta sen bana yetişirsin diyor. Yola birlikte çıktık. Yokuşa kadar kaslarımı ısıtmak için hızlı gitmiyor bir tekerlek boyu mesafeden Mert i takip ediyordum. Yola çıktığımız 3-4 km olmuş, tırmanışın başlayacağı noktaya birkaç ayaktaki yüz metre kalmıştı ki arka tekerleğimden puff diye bir ses geldi. Başımı çevirip bakınca lastiğimin patladığını gördüm. Bir turda lastik patlaması en nefret ettiğim şeylerden birisi. İnip bisikletteki yükü boşalttım, gerekli alet ve edevatı çıkardım. Lastiği söktüm. Patlağı bulmak için iç lastiği şişirmeye çalıştım şişmedi. Anlaşılan delik büyüktü.
Durum çok can sıkıcıydı. Ama Antalya ya ulaşmak için şansımı denemem lazımdı.
Dış lastiğe içeriden yama yapıştırdım.
Dün gece yemekten sonra Mertle sohbet ederken söz GPA ya geldi. Datça dan Aktur a gelirken sevgili şerif Çetindağ ın lastiği patlamıştı. Dış lastik yarılmış, Şerif Bey pet şişeyi kesip içeriden takviye yapmış pet şişenin kenarlarını zımparalamasına rağmen pet şişe iç lastiği kesmiş. Şerif Beyde turu Aktur da noktalayıp otobüsle Muğla ya gidip arabasını Marmaris e getirmiş. Gece rüyamda Şerif Beyi gördüm ve rüyamı kahvaltıda Mert e anlattım. Buradan yola çıkarak pet şişen var mı diye Mert e sordum. Mert şişesini boşaltıp verecekti ki yol kenarında boş bir şişe gördüm. Pet şişeden bir parça kesip köşelerini çakının makası ile yuvarlattım, zımparaladım ve bir parça yapışkan sürerek kaymasın diye lastiğin içine tutturdum. Bu arada Mert dünden beri Şerif Ağabeyi anman ve rüyanda görmen lastiğinin yarılacağına delaletmiş dedi.
Ben lastiği şişirdikten sonra Mert bana ihtiyacın yoksa ben gideyim sen bana yetişirsin dedi. İyice dağılmış durumdayım.
Lastiği yerine takıp eşyalarımı yükledim, Mertten 5 dakika sonra bende yola çıktım.
Yokuşun ortalarında Mert e yetiştim. Ana yola çıkınca mert in gelmesini bekledim. Mert gelince tekrar yola çıktık. Kavşaklarda Mert i bekledim. Tekirova da Mert Kemerde kalacağını söyledi.
Çam ağaçlarının arasında bisiklet sürmesi çok keyifliydi.
Kemere geldim.
Bu yörede bahçeli bir evim olsaydı bir zeytin ağacı ekmek isterdim.
Mertte geldi.
Kemer girişinde mert ile sarılıp kucaklaşıp ayrıldık. Bu esnada çok duygulandım sanki ebediyen ayrılıyormuşçasına sonrasında yola tek başıma devam ettim. Hasan yola çıktığımızdan beri arayıp bilgi alıyor. Yine aradı ne zaman geleceğimi sordu. Az sonra yemek molası vereceğim sonra yola devam edeceğim dedim. Yemeği burada birlikte yeriz hemen gel dedi. Tempomu arttırıp yola devam ettim.
Yolda ihtiyaç molası için bir benzin istasyonuna girdim. Tuvalet pırıl, pırıl. Burada bisküvi yiyip Powerade içtim. Yola çıktıktan bir süre sonra Hasan yeniden aradı yerimi söylediğimde ne kadar yavaş gidiyorsun ben yürüsem senden hızlı giderdim diyor. Sanki bende motor var. Hem aç ayı oynamaz.
Antalya ya geldim ama bu tabeladan sonra daha çok yolum var.
Hasanı fazla bekletmemek için pedalları daha hızlı çevirmeye başladım. Beldibi girişini görünce Ömer i aradım. Yerimi tarif ettim. Bir rampa çıkacaksın iki tünel geçeceksin sonra iniş yapacaksın yat limanında seni karşılarız senin buraya gelmen 1 saat sürer dedi.
Ömer in sözünü ettiği ilk tünel göründü.
Kargılı plajı.
İlk tünel 130 metreydi, çok kolay geçtim. Bu sefer 324 metrelik 2. tünele gireceğim.
Bu tünelden geçmem ilki kadar kolay olmadı. Size birazda tünelden geçiş izlenimlerimi aktarmak istiyorum. Her iki tünelde de emniyet şeridi çok dar ve tozlu topraklı olduğundan bisiklet ile bu şeridi kullanmak uygun değil. Lastiğinizin patlaması işten bile değil. Akyarlar tünelinde ortaya doğru aydınlatma lambaları çalışmadığından bir ara yolu göremedim ve durmak zorunda kaldım. Gerçi bunda tünele güneş gözlüğü ile girmemin etkisi de var. Birde arkadan gelen arabaların uğultusu sanki büyük araç geliyormuş algısına neden olduğundan insan tedirgin oluyor. Daha sonra kemerden yola çıkmadan tünel ile ilgili izlenimlerimi Mert ile paylaştım. Artık yolum açıktı.
Yat limanı kavşağına geldiğimde kimse yoktu. Yola devam ettim. Konya Altına geldim.
Hasan aradı nerede olduğumu sordu. Konyaaltı Belediye binasını henüz geçtiğimi söyleyince iyi gelmişsin diyerek ilk kez beni takdir etti. Bir döner kavşağa geldiğimi söyledim soldan devam et dedi.
Telefonu kapadığımda Ömer in aradığını fark ettim. Ömer nerede olduğumu sorunca kavşak ışıklarını şimdi geçtim dedim. Bende oradayım seni görmedim dedi. Yolun karşısına bakınca önce GPA 4 formasını giymiş olan Mustafa Yiğit i, onun az ilerisinde Ömer Yıldızı gördüm.
Buraya kadar 85 km yol yapmışım.
Ortalama hızım 21,9 km.
Ömer tahminimden çabuk geldin dedi. Ömer Yıldız ve Mustafa Yiğit.
Benim için tur burada bitmişti. Bundan sonrası şehir turuydu. Beni gezdirip bilgilendirdiler.
Sonunda Hasan ın beni beklediği noktaya ulaştık.
Hasan Mustafa Yiğitle iş ortamından tanışıyormuş. Benimle birlikte Mustafa Yiğit ve Ömer Yıldızıda evine davet etti. Kavurma ve pilav ikram etti.
Yemeğin üstüne meyvelerimizi de yedik.
Yemek sonrası dostlarımızı uğurladık. ABB işitme engelliler futbol takımının antrenmanını izlemeye gittik. Sahadaki bu köpek oyuncuların maskotuydu.
Bu gün yaptığım yol 98,2 km.
Ortalama hızım 20,2 km.
Toplam pedal çevirme sürem 4 saat 51 dakika.
Antalya ya geldiğimde lastiğin durumu. Hiçte fena görünmüyor.
Bu turda toplam 660 km pedal çevirdim. Pek çok yeni yer gördüm ve çok tecrübe kazandık. Keyifli bir tatil oldu. Bu turda bir şeyi bir kez daha gördüm gurup halinde tur bana uygun değil. Başıma buyruk olduğum için tek başıma tur yapmayı daha çok seviyorum.
Bu turda 360 TL harcadım. Ulaşım masraflarıyla harcadığım para 475 TL idi. Bu tür turları, taşıyacağınız yükünüzü ve yokuşları gözünüzde büyütmeyin. Eğer içinizde biraz olsun bir heves varsa hiç düşünmeden yola çıkın. Unutmayın en iyi tecrübe yaşanarak elde edilen tecrübedir.
Birde size “Hello’’ diyenlere “Merhaba’’ diyerek yollarda bizlerinde var olduğunu anlatın. Yeni bir tur anlatımında buluşmak üzere. Hatta en iyisi yollarda karşılaşıp birlikte pedallamak üzere.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder