22 Haziran 2012 Cuma
Kahvaltıdan sonra Borçkaya hareket etmeye karar verdim. 1 Temmuzda Ali ile buluşacağımız tarihe daha çok zaman olmasına rağmen bu kararı öğretmen evinin dolu olmasından ve Borçka öğretmen evinin biraz daha ucuz olduğunu tahmin ettiğimden verdim. Dün gece Borçka öğretmen evini arayıp Ahmet Bey ile görüştüm, 1 kişi için yerleri olduğunu söyledi. Hava durumuna göre bu gün parçalı bulutlu ama ondan sonraki günlerde aralıklı gök gürültülü sağanak yağış tahmini var. Bu gün hava güneşli ve aşırı derecede nem var. Daha şimdiden giysilerim üzerime yapıştı.
Eşyalarımı alıp bahçeye bisikletimin yanına indim. Bisikletimi yüklerken yanıma bisikleti ile dolaşan şirin bir kız çocuğu geldi. Annesi yandaki okulda çalışıyormuş. Kendisi ile bir süre sohbet ettim. Bana büyüyünce bisikletle gezeceğine söz verdi.
Bu zambakları çok severim. Kokusu yoktur ama görünüşü çok güzeldir. Aynısından anneannemin saksısında da vardı. Buna ebruli zambak derdi ve zor bulunduğunu söyleyip üzerine titrerdi.
Bu günkü yol haritam:
Find more Bike Ride in Hopa, Turkey
Hazırlıklarımı tamamladıktan sonra yola çıktım. Düz başlayan yol ilerideki dağları aşarak devam ediyor. Bu yol hakkında pek çok uyarı almıştım. Bana söylenenler yolun dar olduğu, dik olduğu ve kamyon trafiğinin fazla olduğu yönündeydi. Ayrıca NTV de bir programda spiker motosiklet ile Artvine giderken bu yolda kamyon şoförleri yüzünden zor anlar yaşayıp canlarını zor kurtardıklarını. 08 plakalı araçların şoförlerinin kendilerini formula 1 pilotu zannettiklerinden çok hızlı araç kullandıklarını söylemişti. Bu duyduklarım bende bir endişe oluşmasına yetti. İlk kez bir tura başlarken tedirginlik hissediyorum.
Boçkanın sanayi sitesinin yanından geçtim. Trafikteki araçlar bana güven vermiyor, başlangıç izlenimlerim olumsuz. Hopaya doğru geriye bir kez daha bakalım.
İlçeden çıkarken yamaçlarda mahallelerdeki tahta evler görünmeye başladı.
Yol kenarındaki bir kömür deposunun yanından geçtim. Kömür tozları etrafa yayılmasın diye herhalde sürekli ıslatıyorlar.
Tırmanışa başladığımda yol daraldı ama şimdiye kadar hiç bir olumsuzluk ve taciz yaşamadım. Koyunluya yaklaştığımda yol kenarındaki gençlere merhaba dedim, bir tanesi hello diye karşılık verdi. İnsanlar bisikletle tur yapanların yabancı olduğuna öylesine şartlandırmışlar ki, kendilerini. Koyunluya girdiğimde yol kenarındaki iki çocuk itelim amca diye peşimden koşmaya başladılar. Yapmayın etmeyin desemde baktım bu konuda kararlılar itecekler düşmemek için durdum. Sağdaki Umut, diğeri Berkan. Umut 2 ye, Berkan 4 e gidiyor.
Kendileri ile sohbet edip yeniden yola koyuldum. Yine itelim diye peşimden koştular, yapmayın düşerim dedim. O sırada karşıdan gelen bir araç dikkatlerini çekince peşimi bıraktılar.
Yol yokuş ama çok güzel insanı kışkırtıyor.
Buda ardımda kalan yokuş.
Dağın yaklaşık yarısını tamamlamışım 320 metredeyim.
Buraya kadar 12,1 km yol geldim.
Her yer çay bahçesi ve fındıklık.
Koyuncularda geride kaldı. Emniyet şeridi yok ama asfalt kalıtesi çok iyi.
Karşı tepede görünen baz istasyonuna kadar çıkacağım.
Koyunluya bir bakış.
Yol insanı çıkmak için tahrik ederken manzara durup izlemek ve fotoğraf çekmek için zorluyor. Daha fazla dayanamayıp güzellikleri görüntelem için durdum.
Bir süre daha ilerleyip çıktıktan sonra arkamda bıraktığım kıvrımlı yolları görünce fotoğraf çekmek için yeniden durmak zorunda kaldım.
Bu fotoğrafı çektikten sonra yola devam edecektim ama aşağıdan gelen kamyonun motor homurtusunu duyunca geçmesini bekledim. Yokuşta ilk kalkışta yükten dolayı bisiklet yalpalıyor ve belli bir hıza çıkana kadar hakim olamayıp zigzaglar çiziyorum. Bekleyerek hem kendimi hemde şoförü zor durumda bırakmak istemiyorum. Kamyon bana yaklaştığında şoför korna ile selam verdi, bende elimi kaldırarak selamına karşılık verdim. Şoför aramızdaki sessiz sohbeti bir adım daha ileriye taşıyıp eliyle, ağır yükünden dolayı homurtu ve iniltiyle oldukça yavaş ilerleyen kamyona tutunmamı işaret etti. Bende teşekkür edip çıkabileceğimi işaret ettim.
Kamyon yanımdan ağır ağır geçti bende ardından pedal çevirmeye başladım. Kamyon sağdaki çizgiden biraz uzaklaşıp yetişip tutunmam için yavaşladı. Bende hızlanıp kamyonun sağından geçtikten sonra önüne geçip elimi kaldırıp şoföre teşekkür ettim. Kamyon ağır ağır uzaklaşırken bir ara acaba hata mı yaptım tutunsa mıydım diye düşündüm.
Sonunda yokuş bitti ve Cankurtaran geçidine geldim. Özgürlük ne kadar güzel bir şey. Kimseye bağlı olmadan burnumun dikine istediğim hızda gidiyorum. Ne hızlı gittin beklemedin diye surat asan var nede yüzüne karşı susup arkandan çekiştiren.
Öğretmen evinden geçidin uzaklığı 19.6 km.
Buraya çıkıştaki ortalama hızım 13,5 km/saat. Yaşıma göre oldukça iyi olduğunu düşünüyorum ve bu derece kendime performansa dayalı tur bisikletçisi tanımı yapmamda haklı olduğumu kanıtlıyor.
Hopaya ve Karadenize doğru manzarayı seyrettim.
Birde yakından bakalım.
Bu Karadenizi son görüşüm Potiye ulaşana kadar uzun bir süre Karadenizi göremeyeceğim.
Bundan sonra Borçkaya kadar sürekli ineceğim. Haydi gidelim bakalım.
Borçkaya yaklaştım ve yol nispeten düzeldi. Sağ taraftaki derenin yanında devam ediyor yol.
Ve Borçkadayım ama merkeze biraz daha yol var.
Borçka girişi. Buradan gidip görmeyi istediğim Camili ve Karagöle buradan sola sapılarak gidiliyormuş.
Öğretmen evi ilerideki benzinciyi geçtikten sonraki otogarın karşısında.
Karagöl ve Camili şu dağların ardında.
Bu günkü tur mesafesi.
Ortalama hızım:
En yüksek hızım:
Pedal çevirme sürem:
Öğretmen evine gidip müdür yardımcısı Ahmet Beyi buldum. Dün yaptığımız görüşmeyi anımsatınca beni kabul etti. Günlük konaklama ücreti 25 TL kahvaltı yok. Burası Hopaya göre oldukça küçük bir yer ve yatak kapasitesi kısıtlı. Gitmeden önce arayıp rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder