22 Haziran 2012 Cuma
2 kişilik odaya yerleştikten sonra henüz vakit erken olduğundan hiç olmazsa Muratlıya gitmeye karar verdim. Bu günkü mesafe beni kesmedi. Programıma göre buraya Camiliden dönerken uğrayacaktım.
Yol haritam:
Find more Bike Ride in BorÇKa, Turkey
Öğretmen evinden çıkıp Benzin istasyonunun yanından sağa sapıp köprünün yayalar için ayrılan bölümünden karşıya geçtim.
Çoruh nehri üzerine yapılan baraj nedeni ile su tutmuş, akmıyor.
İlçe Camili yolu istikametinde doğru mümkün olan düzlüklerde büyüyor.
Az sonra yapılaşma sona erdi ve sol yanımda Çoruh nehri, sağ yanımda yüksek dağlar nehir boyunca devam eden yolda keyifle pedal çevirmeye devam ettim. Uzun bir süre sonra boş bisiklete binmek çok garip geldi. İnanır mısınız yükümü aradım.
Yükselen sular yüzünden ağaçlar, hatta telefon direkleri kısmen suların altında kalmışlar. Direklerden eski yolun karşı kıyıdan geçtiği ve şu anda sulara gömüldüğü anlaşılıyor.
Yolda hafif iniş ve çıkışlar var ama nispeten düz sayılır. Karşıdan esen sert rüzgar iflahımı kesti. Bu rüzgara karşı gitmektense Cankurtaranı tırmanmayı tercih ederdim. Evimde konuk ettiğim ve şu anda Çine ulaşmak için pedal çeviren İspanyol Angel in yağan yağmurdan daha kötüsü karşıdan esen rüzgardır. Rüzgara karşı gitmektense yağmurda gitmeyi tercih ederdim sözleri aklıma geldi. Bende aynı fikirdeyim.
Yol kenarındaki küçük şirin cami. Camilerdeki hoparlörlere takmış durumdayım. Burada çevrede yerleşim olmamasına rağmen birkaç haneye hitap eden bu camiye bile hoparlör takmışlar üstelik 4 tane. Oysa ben ezan sesini minareye çıkıp okuyan müezzinin gerçek sesinden dinlemeyi severim, metalik avaz avaz bağıran sesten değil. Hele esen rüzgarla o ses yaklaşıp uzaklaştıkça içimi tarifi imkansız bir huzur sarardı çocukluğumda ama artık bu mümkün değil değişen teknoloji yüzünden. İnsanlar işlerine gelen yeniliklere hemen uyum sağlıyorlar ama gelmeyende geçmişe bağlı kalmaktan söz ediyorlar. Ne yaman çelişki. Mercedese binerken deve aklına gelmesin ama diş fırçalarken diş macunu ve fırçasına karşın misvak tercihini kullan.
Burada suya gömülen elektrik direkleri net olarak görünüyor. Yeni yol karşıda görünen taş ocağının yanından geçip devam ediyor.
7 km sonra Camili, Karagöl kavşağına geldim. O yöne giden yolun eğimini anlamak için göz attım. Başlangıç hakikaten çok dik, bu şekilde devam ediyorsa çok zor bir yol. Bu yolun çok dik olduğunu değişik kişilerin tur anlatımlarından be araçla gidenlerden duymuştum. Ne yalan söyleyeyim tırsmadım desem yalan olur.
Camili yol ayrımından sonra bir yokuşu çıkarken kısa fakat karanlık bir tüneden geçtim. Tünel içinde karşıdan esen rüzgarın hızı iyice arttı. Tüneli geçtikten sonra bir bahçeden dışarı taşan dallardaki karayemişleri görünce durup tadına baktım.
Genişleyen su yatağından baraja yaklaştığım anlaşılıyor.
Bu görüntüyü kendi gözlerimle görmek için ne kadar beklediğimi bir bilseniz. Bu resmi internette 2 yıl önce Macahel için araştırma yaparken görmüş ve burasını hemen programıma almıştım.
Burası baraj gölünün altında kalan Karşıköy. Fotoğrafta görünen baca Hopa öğretmen evindeki oda arkadaşım Muammer'in sözünü ettiği Çaykur fabrikasına ait. Gnçler bu bacanın üzerine çıkıp suya atladıklarından tehlike yaratıyormuş ve bu yüzden bacanın yıkılması düşünülüyormuş. Eğer burayı görmek istiyorsanız hiç vakit kaybetmeden bir an önce gidin. Caminin kubbesi su seviyesi azaldığında görünüyormuş ve gençler üzerine çıkıyorlarmış.
Yeni cami ve köy yolun sağındaki düzlüğe taşınmış.
Caminin karşısında baraj gölünün yanında geniş bir düzlük var. Suya girmek yasaktır şeklinde uyarı levhasına karşın birkaç genç suya girip güneşleniyor. Burası kamp yapmak içinde çok uygun. Gençler beni de yüzmeye çağırdılar ama mayom yanımda olmadığından kabul etmedim.
Göl kenarında kısa bir moladan sonra yola devam ettim.
Rüzgarın dışında soğuk asfalt zeminin sürtünme kuvveti ve eriyen asfalt sürmeyi oldukça zorlaştırdı.
Güzel manzara insana bütün sıkıntıları unutturuyor. Karşıköyden oldukça uzaklaştım.
Sonunda baraj göründü.
Barajı geçtikten sonra yol ilerideki köprüden sola dönüyor.
Barajdan bırakılan Çoruh nehrinin suyu bu noktadan sonra Gürcistan topraklarında yoluna devam ediyor. Akan su miktarını aklınızda tutun, Batumdan Sarp sınır kapısına giderken bir kez daha karşılaşacağımız Çoruh nehrinin yatağındaki su seviyesini göreceksiniz.
Uluslar arası ikili anlaşmalara göre belli bir debide suyu bırakma zorunluluğu olduğunu düşünüyorum.
Buradan itibaren nehrin sağ tarafı Gürcistan.
Köprüyü geçince yol ikiye ayrıldı. Muratlı sağ tarafta. Sol taraftaki yol Güleşken e gidiyor. Güleşken tarihi köprüsü de orada.
Muratlıya geldim.
Askeri birliğin önüne geldiğimde kapıdaki nöbetçiye yolu takip edip nehir kenarına gitmemde bir sakınca var mı diye sordum. Burası 1 derecede yasaklı bölge, karşısı Gürcistan gidemezsiniz dedi ve içeriden çıkan komutanları beni içeri davet etti. Astsubayçavuş Durmuş genç ve çok kibar bir insan beni odasında ağırladı, çay ikram etti. Benim bisiklet turlarımdan çevredeki yaşamdan söz ettik. Burada yaşayanların Gürcistan kökenli Türk vatandaşları olduğunu söyledi. 1. Dünya savaşından sonraki anlaşmayla Gürcistan ile aramızdaki sınır belirlenmiş. Daha sonra Rizeden buraya fındık ve çay toplamak için yarıcı diye tabir edilen insanların gelip yerleştiklerini söyledi. Muammer bana yöreyi anlatırken Borçkaya gittiğinde saçları jölelenip acayip şekilde taranmış gençlerin sokaklarda boy gösterdiklerini ama işleri ve paraları olmadığını söyleyip Rizeli yarıcılar çok çalışkan insanlar Gürcü kökenliler ise rahatlarına düşkünler demişti. Bununla ilgili örnek verirken de çay alım zamanı yarıcıların erkenden çaylarını getirip alım merkezinin önünde beklediklerini diğerlerinin ise 10 olmasına rağmen görünmediğini yoldan geçen çocuğuna baban nerede söyle de ürününü getirsin dediğinde babam kahvaltı yapacak cevabı ile karşılaştığını söylemişti. Durmuş üstçavuşta bu anlatımı doğruladı. Durmuş üstçavuşun tayini Camiliye çıkmış. Beni Camiliye davet etti. İnşallah deyip konuksever askerlerimiz ve komutanlarının yanından ayrıldım. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.
Karakolun yanındaki tarihi cami tamamen ahşaptan ve ağaç çivi kullanılarak yapılmış. Buyrun hep birlikte gezelim.
Bu yapı 170 yıllık.
Camide ana kapı haricinde hiç bir yer değiştirilmemiş, orijinal haliyle duruyor.
Oymalardaki inceliğe dikkatinizi çekerim.
İçeri girelim.
Caminin üst katında köyün çocukları kuran öğreniyorlar.
Çocukların ve hoca efendinin dikkatini dağıtmamak için çekimlerde flaş kullanmadım ve görünmemeye dikkat ettim.
Dışarı çıktığımda caminin yanında bir gurup genç vardı. Kendileri ile sohbet ettim. Yaşamlarından pek memnun değiller ve büyük şehirde yaşamlarını sürdürmeyi amaçlıyorlar. Çok güzel bir yerde yaşadıklarını ve köylerindeki tarihi caminin kıymetini bilip gurur duymalarını söyledim. Fotoğraf çekerken kurstan çıkan çocuklar etrafımı sardılar. Özellikle kız çocuklarının ilgisi beni çok şaşırttı. Erkekler sadece bisikletimin bir kaç yerini çekiştirip ayrıldılar ama kızlar ben gidene kadar etrafımdan ayrılmayıp acıkmıyor musun, yorulmuyor musun, nereden geldin gibi soruların yanında sohbet etmek için birbirleri ile yarıştılar.
Muratlıdan çıktıktan sonra yol kenarında yemek molası verdim. Barbunya pilaki ile karnımı doyurdum.
Karşıdaki tepelerin Gürcistan olduğuna insanın inanası gelmiyor.
Karnımı doyurduktan sonra yeniden yola çıkıp baraja geldim.
Allah rahmet eylesin.
Karşıdaki bina yeni çay fabrikası.
Dönüş yolunda Karşıköyde küçük bir caminin daha baraj gölünün altında kaldığını fark ettim.
Taş ocağının önünden geçerken su altında kalmış bir yapının beton tavanı görünüyordu.
Gelirken sadece minaresini çektiğim şirin cami.
Yeniden Borçkaya geldiğim. Dönüş yolunda hiç durmadan pedal çevirdim. Arkamdan esen rüzgar sayesinde kolay bir yolculuk oldu.
Tur mesafesi:
Ortalama hızım:
En yüksek hızım:
Pedal çevirme zamanım:
Akşam oda arkadaşımla tanıştım kendisi İzmirli veteriner Ömer Faruk. Tayini buraya çıkmış. Abisinin Bornovada Kafka adında bisiklet dükkanı olduğunu söyleyip aşağıdaki bisiklet sizin mi, çok güzel bisiklet dedi.
Yarın Borçka Karagöle gidip bir gece kaldıktan sonra Camiliye gitmem gerekiyor ama hava durumu yüzünden kararsızım. Buna sabah karar vereceğim.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder