15 Mayıs 2013 Çarşamba
Sabah uyandığımızda hava açıktı. İrfanla aramızda nasıl bir iletişim varsa adeta kurulmuş saat gibi aynı saatte kalkıp hazırlanmaya başlıyoruz. Tur boyunca hiç bir gün birimiz diğerimizi uyandırmak zorunda kalmadık. Aynı saatte uyandık. Aynı saatte hazırlanıp yola çıkacak hale geldik.
Gün ışığından faydalanıp kaldığımız yri fotoğraflamaya başladım. Çadırlarımız ve masamız.
Parkın çeşmesi. Boşuna o kadar suyu taşımışız. Ama her yerde su bulmak mumkün olmuyor.
Hafifçe küflenmiş son kaşar peynirimizi, zeytinimizi ve domatesimizi yiyip çayımızı içerek karnımızı doyurduktan sonra yeniden yola çıktık.
Bu günkü yol haritamız:
Renk cümbüşü.
Hava bulutlanmaya başladı.
Yol çok güzel.
Renkler insana huzur veriyor.
Sungurluya geldik. İlerideki ilk benzincide tuvalet molası verdik. Yerler ıslanmış. Buraya bizden önce yoğun yağmur yağmış. Yine şanslıyız. Kamp alanımızda yağmur yağmadı ve yolda da yağmura yakalanmadık. Üniversite öğrenciliğim döneminde 5 yıl boyunca bu yoldan otobüsle geçtim ve bu süre boyunca burada devam eden yol çalışması hiç bitmedi. Hep toz bulutunun içinde yol aldık.
Moladan sonra yola devam ettik. Bu günkü etap oldukça kolay. bir çıkıştan sonra iniş yapacağız.
Hava bulutlanmaya başladı. Umarım bu günde ıslanmadan konaklarız.
Çoruma yaklaşıyoruz.
Boğazkale (Hattuşa) ye buradan gidiliyor ama bizim programımızda burası yok.
Kavşaktan sonraki yokuşu çıkınca İrfanı beklemek için alt geçidin altında durdum.
Çıktığım yokuş.
İrfan gelince yola devam ettik. Yokuşu inerken yağmur başladı. Yağmurluğumu giydim. Yağmur bir süre sonra daha da hızlandı durup pantolonumu ve ayakkabı kılıflarımı giydim. Bu arada İrfan yağmura aldırmayıp devam etti ve gözden kayboldu. Kısa bir süre şiddetli yağmur altında devam ettikten sonra yağmur durdu. yerler kup kuruydu. Devam etsem bende ıslanmayacakmışım. Durup yeniden soyundum. Bu kısacık sürede yağmurdan değil ama terden ıslanmıştım. Bundan sonra yağmur çok şiddetli yağmadığı sürece yağmurdan ıslanmayı terden ıslanmaya tercih edeceğim.
İrfanla birlikte yaklaştığımız çoruma doğru pedal çevirirken yol kenarındaki fabrikanın bahçesinden yola sarkan ağacın dallarındaki kirazları gördüm. Hemen durdum. Kirazları yerken Mustafanın kulaklarını çınlattım.
Ve Çoruma geldim ama İrfan meydanda yok.
Şehre girerken solda yeşillik bir alan gördüm. Karşısında da bir tekke vardı. Şehre yiyecek almaya giderken İrfanı aradım. Lastiği patlamış onu tamir ediyormuş. Yeri tarif ettim. Yiyecekleri alıp geldim ve çadırımı kurmaya başlamıştım ki bir adam yanıma gelip burada çadır kurmaya polisin izin vermediğini, gece kimse kalmadığı için güvenli olmadığını söyledi. İçimden senin yaptığını Çorumlu bile yapmaz dedim. Çorumlu olan Mustafa ve Çorumlulardan özür diliyorum. Bu elbette bir latife, bu şehirin insanlarını karalamak gibi bir niyetim yok.
İrfanı yeniden aradım ilerideki ışıklarda buluştuk. Kamp yapacağım yerde piknik yapan arkadaşlar Rus Pazarı denilen yerde çadır kurabileceğimizi söylediler. Bir gence yeri sorup gittiğimizde meydanda dolaşan kocaman semiz bir fareyi gören İrfan burada kalınmaz hiç gözüm tutmadı dedi. Öğretmen evine gitmeye karar verdik. Öğretmen evini sorduğum genç çok uzak taksiye binmen lazım deyince bisikletimiz var dedim. Bu arada yağmurda başladı. Ağaç altında bir süre yağmurun durmasını bekledikten sonra Öğretmen evine gittik. Konaklama ücreti kişi başı 40 TL. Odalar ve içindeki eşyalar oldukça eski.
yerleştikten sonra Çorumu gezmek için dışarı çıktık. Yağmur durmuştu.
Çorumun meşhur saat kulesi.
Çorum belediye binası.
Çay içip dondurma yedik. İrfan Çoruma gelip leblebi almadan gitmek olmaz diyerek leblebi aldı. Odamıza dönüp her zamanki menümüzü pişirdik. Çorba ve makarna. Sabah Çorum müzesini ziyaret etmek istiyorum. İrfan ben devam edeyim nasılsa bana yolda yetişirsin diyor. Sabah yol uzun bir yokuşla başlayacak.
Bu günkü tur mesafesi: 118 km
Pedal çevirme sürem: 5 saat 27 dakika.
Ortalama hızım: 21,9 km.
En yüksek hızım: 50 km.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder