09 Mayıs 2013 Perşembe
Sabah 06:00 da uyanıp hemen hazırlanmaya başladım. İrfanın durumunu merak ediyorum. eğer kramplar devam ederse tura devam edemez. Yalnız kalacağımdan değil ama İrfanın onca yolu gelip masraf ettikten sonra geri dönme olasılığı beni üzüyor. Umarım toparlanır ve yola devam eder.
Kahvaltıda çay, yumurta, sucuk ve zeytinimiz var. İrfan'ın sucuklu yumurta önerisine sucuğun hararet yapacağı gerekçesi ile geri çevirdim. Turda sucuk, köfte, soğan veya soğanlı yiyeceklerden uzak duruyorum çünkü bu yiyecekler çok hararet yapıyor. Bu yiyeceklerin ancak akşam yemeğinde tüketilmesinden yanayım.
Kahvaltıdan sonra hazırlanıp toplandık ve bisikletlerimizi yükledik. Bu turda da yiyecekleri bisiklete asmaya başladım.
Bu günkü yol haritamız.
Yola çıktık.
Dünkü yolu geçen yılki göller turunda 1 kez geçmiştim. Buradan sonrasını da Cumayerine kadar 2 yıl önce yaptığım Sakarya - Akçakoca etabında geçmiştim. Sakaryayı geride bırakıyoruz.
Bu gün Düzcede Düzce Bisiklet Derneğinde Nizamettin Beye uğrayacağımızdan jest yapmak için geçen yılki ziyaretimde hediye ettikleri tişörtlerini giydim. Prensip olarak üzerinde firma, dernek veya benzeri isimlerin yazılı olduğu giysileri giymiyorum ama Nizamettin Bey vasıtası ile Düzcenin bende ayrı bir yeri var.
Keyifle giden yol birden tırtıklı bir hale dönüştü. Bu tırtık kışın araçlar kaymasın diye yapılmış ama yol üzerine değil emniyet şeridine uygulanmış. Sürtünme ve titreşim nedeni ile sürüşü zorlaştırıp sürüş konforunu bozuyor.
Allahtan bu durum fazla sürmedi ve yol tekrar keyifli haline döndü. İrfan'ın durumu bu gün iyi. Uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar zorladığı için kramp girdiğini söylüyor. Hendek'e yaklaşırken ben emniyet şeridinin en sağından gidiyordum. Bomboş yolda arkadan gelen bir kamyon emniyet şeridine girip kornaya çalarak adeta yalayıp beni geçti. Maalesef aramızda böyle zeka yoksunu insanlar var. Ben o anda dengemi kaybedip sol tarafıma düşüp kamyonun altında kalabilirdim veya o kadar yakından geçerken arka çantalarıma takılıp beni düşürebilirdi ama maalesef insanlarımızın bir kısmı bu bilinçte değil.
Hendekte çay molası verdik.
İrfan da benim gibi çayı seviyor. İrfan'ın annesinin yaptığı börek ve kurabiyeler eşliğinde çayımızı içiyoruz. İrfan yiyelim de yüküm azalsın diyor. Hakanın verdiği incir kurusunu da masaya çıkarttım. Bu gün Bolu dağını incir yardımı ile çıkacağız.
Çay molasından sonra yola çıkarken İrfan'a ilk benzin istasyonunda duracağım dedim.
Daha önce de söylediğim gibi buraya kadar 2 yıl önce de gelmiştim. Bu tabela yönünde saparsanız Dokuzdeğirmende rafting tesislerine ulaşabilirsiniz.
Bu fotoğraftan sonra hemen ilerideki benzincide tuvalete girdim. Çıkıp bir süre bekledikten sonra İrfanı arayıp nerede olduğunu sordum. İleride miyim geride miyim bilmiyorum dedi. Cumayeri tabelasını geçtin mi diye sordum, geçtim dedi. O anda yanda oturan pompacı bir bisikletli geçti, oldukça da hızlı gidiyordu dedi. ne kadar oldu diye sordum 15 - 20 dakika dedi. Bisiklete binip var gücümle pedalları çevirmeye başladım. Sonunda İrfanı Düzce tabelasının yanında beni beklerken buldum.
Nizamettin Beyi arayıp geldiğimizi söyledim, Belediye binasının önüne gelmemizi söyledi. Az ileride belediye binasını sorduğum bir adam orası çok uzak deyince Vandan daha mı uzak diyesim geldi. Belediye binasının önünde Nizamettin Bey ile buluştuk. buluştuk.
Bunlarda fotoğrafımızı çeken gençler.
Hep birlikte dernek binasına geçtik. İbrahim Bey de geldi. Öğle yemeğimizi yedik, düzenledikleri festivalin hazırlıkları ile başlarını kaşıyacak vakitleri olmayan Düzceli dostlarımızla vedalaşıp yola çıktık. Artık Bolu dağı ile tanışmamıza çok az kaldı. Dağın yokuşunu çok merak ediyorum.
Bir yandan pedal çevirirken diğer yandan yol kenarındaki köy evlerini seyrediyorum.
Bolu dağı uzaktan göründü. Artık Kaynaşlıya yaklaştık.
Buradan sonra yokuş başlayacak. Hem fotoğraf çekip hem İrfanla buluştuk.
İşte yokuş göründü. İrfana bak dağ kollarını açmış bizi bekliyor dedim.
Yol kenarındaki tabela eğimi %10 olarak gösteriyor. Bu yolda eğimden çok yolun kenarının tırtıklanması ve emniyet şeridinin olmaması insanı zorluyor. Kamyon trafiği çok fazla. Yolda asla paniğe kapılmadan çizginizi tutturup devam edin. Paniğe kapılıp sağa kaçmaya kalktığınızda tırtıklanan yol nedeniyle sağda oluşan set bisikletin ön lastiğine engel olup düşme tehlikesi yaratıyor. Kısacası bu yolda bisiklet sürmenin hiç bir cazibesini görmedim. Bundan sonra da mümkün olduğunca kullanmamaya özen göstereceğim.
Bu düşüncelerle çıkarken yol kenarındaki bir lokantanın parkındaki çeşmeyi görünce mataramı doldurmak için girdim. Lokantanın bahçesinde oturan 2 kişi beni çay içmeye davet ettiler. Biraz sonra İrfanda geldi. Burası Teras Et Lokantası. Lokantanın sahipleri Erol ve İbrahim Bey tünelin açılması ile işlerinin azaldığını söylediler. Kamyonların bu yolu tercih etmelerinin nedeni tünelden geçtikleri taktirde 18 TL ödemek zorunda olmalarıymış.
Çaylarımızı içtikten sonra yola devam ettik.
Yokuş karşıdaki tepede bitecek.
Sonunda yokuş bitti ama Boludağı geçidi rakım 900 metre tabelasına rastlamadım. Birileri herhalde tabelaları bizden kaçırmış. Allahtan tabela saplantım yok, varsın olmasın.
Burası soğuk üşütmemek için yola devam ettim. Şimdi önümde kısa bir iniş var.
Abant kavşağını geçince durup İrfanı bekledim. Boluya girmeden yolun sağındaki Gölyaka da konaklayacaktık. Yolun solundaki çeşmeyi görünce ilerideki köyün bakkalından alışveriş yapıp çeşmenin arkasında konaklamaya karar verdik. Bahçesinde testere ile ağaç kesen adama bakkalı sordum. Köyün muhtarıymış. Az ileride caminin yanında dedi. Yiyecek alıp çeşmenin yanında konaklayacağımızı söyleyince Jandarmaya haber verdiniz mi diye sordu. Hayır deyince ben vereyim dedi. Boşver Jandarmayı karıştırma dedim. Türkiyede bürokrasinin yaşamı kolaylaştırmak için değil, zorlaştırmak için var olduğunu düşünüyorum. Yolun karşısına geçip çeşmenin yanına ulaştığımızda arkada bir orman olduğunu görüp çadırlarımızı ormana kurduk.
Çeşmeden İrfanın getirdiği su ile ormanın derinliklerine girip duş aldım. Suyun değmesi ile sol kalçamda bir sızı hissettim. İrfana yetişeceğim diye hız yaparken taytın ped dikişi kalçamın derisini yolmuş.
Bisikletim yere düşünce arkadaki yumurtalardan üçü kırıldı. Akşam yemeğinde standart menüden sonra yatıp uyuduk.
Bu günkü tur mesafesi: 123 km
Pedal çevirme sürem: 6 saat 20 dakika
Ortalama hızım: 19,6 km
En yüksek hızım: 62,9 km
Abi yanlış görmüyorum arkadaki 5 lt su damacanası değilmi :)
YanıtlaSilDoğru görüyorsun evet 5 Lt su damacanası.
SilHendek yolunda kamyoncunun emniyet şeridine girerek yaptığı şey benimde başıma geldi hangi ruh haliyle yapar bu insanlar böyle şeyi anlamam Allahtan sağ salim kurtulmuşsun Orhan Abi
YanıtlaSil