Turu tamamladığımdan beri bu deneyimimi yurt dışında düşük bütçe ile tatil yapmayı düşünenlerle paylaşmayı düşünüyordum ama bu düşüncemi sürekli erteleyerek bu güne kadar geldim. Bunun 2 nedeni vardı. Birincisi fotoğrafa daha çok zaman ayırmaya başladığımdan, ikinci neden ise bu anlatıma nasıl ve nereden başlayacağımı kestirememem.
Bloğu takip edenler bilirler. Bu işe ilk olarak bisiklet turlarımın anlatımı ile başladım ve ağırlık hala bisiklet turlarında ilk kez geçen yaz bu turdan önce gerçekleştirdiğimiz Trans Kaçkar trekking turunu Kaçkarlarda treking yapmak isteyenlere biraz da olsa yardımcı olabilmek amacıyla paylaştım. Bisiklet turunda veya her gün bir yerden diğer yere gidilen turları anlatmak kolay ama 2 hafta bir yerde sabit durup yaptığınız tatili anlatmak alışkın olmadığım apayrı bir dal.
Elimden geldiğince sizleri sıkmadan işinize yarayacak bilgileri vererek Ardeşenden başlayıp 14 gün Kobuletide, 2 gün Batumda sürdükten sonra Trabzon üzerinden İstanbula dönüşümüzle sona eren tatilimiz hakkında bilgilendirmeye çalışacağım.
10 Ağustos Pazartesi
Sabah erkenden uyandım. Hava daha şimdiden sıcak. Belli ki bu gün de sıcaklık ve nem fazla olacak. Hemen üstümü giyip ispirto satın almak ve ATM den para çekmek için odamdan çıktım.
Resepsiyon görevlisi uyuyordu. Sessizce dışarı çıktım. Yollar boş, temizlik görevlileri sokakları süpürüyorlar, tek tük te araç geçiyor. Karşılaştığım birisine bankamın ATM sini sordum. İleride solda bankanın şubesi var orada ama buraya 3 km kadar uzaklıkta dolmuşa bin dedi. Sağol deyip yürümeye başladım. Fırınlar ve pastanelerin önünden geçerken mis gibi kokular dışarıya taşıyordu. Uzun zamandır hasret kaldığım böreklere, keklere, pastalara içim gidiyor ama otelde kahvaltı servisi olduğu için bu isteğimi bastırıyorum.
Otelin az ilerisindeki benzincide Havaş terminali olduğunu görünce Serap ı arayıp Trabzondan Hopaya değil Ardeşene gelmesini söylemeye karar verdim.
Sabah sabah insanın beynini delen güneşten korunmak için binaların gölgesine sığınarak Ardeşen in boş caddesinde yürümeye devam ettim.Bu gün Gürcistana geçeceğimiz için hesabımdaki bütün parayı çektim. Otele dönerken bir marketeki görevliye ispirto sordum yandaki tekel bayisine bak deyip benimle bayiye gelip arkadaş ispirto arıyor sende var mı diye sordu. İspirto varmış, litresi 5 TL oysa Ayderde ispirtodan çok kolonyaya benzeyen 0,5 litrelik sıvıya 7,5 TL istemişlerdi. 1 litre ispirtoyu alıp otele döndüm.
Kahvaltı saati gelmişti yukarı kahvaltı salonuna çıkıp açık büfe kahvaltılıklardan tabağıma biraz aldım. Bu konuda şimdiye kadar rastladığım en zengin açık büfe Ardahanda kaldığımız otelde vardı.
Arka masada otelin 2 görevlisi işten güçten konuşuyorlardı. Kadın Gürcü ama Türkçeyi iyi öğrenmiş.
Kahvaltıdan sonra odama indim. İstanbuldan gelen uçağın Trabzona tahmini iniş saatinden itibaren Serap'ı aramaya başladım. Sonunda telefon açıldı. Havaşla Ardeşene gelmesini kendisini burada karşılayacağımı söyledim. Otobüsün buraya gelme süresi 1,5-2 saat sürermiş.
Gürcistanda uzun süre duş alamayacağımı düşünüp bir daha duş aldım. Çantamı yerleştirdim ve dün buradan aldığım yiyecekleri, ispirtoyu küçük sırt çantasına koyup artanları da bir büyük sağlam poşete yerleştirdim.
Otobüsün gelme saati yaklaşınca benzincideki terminale gittim. Yarım saat kadar sonra otobüs geldi. Yolun karşısına geçip yoldan sık sık geçen, ön camlarında Rize - Hopa - Sarp - Batum yazan küçük otobüslerden birisine bindik. Şoför Sarpa kadar gideceğini söyledi problem yok dedim. Bizden başka kimse yoktu otobüste. Yolda kısa mesafeli binip inenler oldu.
Sarp sınır kapısına geldiğimizde kapıda pek kimse yoktu. Yurt dışı çıkış harcını yatırıp pullarımızı alıp geldiğimde kapıda uzun bir kuyruk oluşmuştu. Bu kadar insanın nereden çıktığını kestirmeye çalışırken gelen bir tur otobüsünden indiklerini anladım. Sarpta araç ile kapıyı geçerken yolcular eşyalarını alıp araçtan iniyorlar ve sınırı geçtikten sonra araca binip yollarına devam ediyorlar. Onun için Batum yerine Sarpa kadar giden araca binmek size pek bir şey kaybettirmez. Aklınızda olsun Gürcistana geçmek için Bayram ve hafta sonu dışındaki günleri tercih edin.
Araya girmeye çalışan 3 Gürcü genç yüzünden sırada sinirler biraz gerildi. Kuyruk binaya girdiğinde birden fazla kontrol gişesi vardı ama maalesef burada sıra bozulduğundan keşmekeş hakimdi. Sonunda kontrol noktasının karşısındaydık Bizim önümüzdeki 4 kişilik gurupta reşit olmayan genç kız babası ile çıkış yapacakmış. Annesinden izin belgesi olmadığı için polis çıkışına izin vermedi. Yanlarındaki kadın ile kızı çıkış yaptı ama arkadaşları çıkamadığı için iptal ettirmek istediler. Tabi bir takım işlemler zaman aldı ve biz polisin karşısına geldik. Serap sorun yaşamadan geçti. Beni sırtımda koca çanta, bir elimde küçük sırt çantası, diğerinde bir büyük poşet ve boynumda asılı fotoğraf çantası ile gören polis emeklilik ne güzel şey bende emekli olunca senin gibi gezeceğim dedi ve çıkış damgasını pasaportuma bastı.
Yürüyerek Gürcü tarafına geçtik. Üzülerek söylemeliyim ki Gürcistan tarafı daha düzenli. Son defa 2013 yılındaki geçişime göre daha iyi hale getirilmiş. Karmaşa yok, gişe sayısı fazla dolayısıyla yığılmada yoktu. Kolaylıkla işlemlerimizi yaptırıp Gürcistana girdik. Kapıdan çıktığınızda bir karşıya dizilmiş bir sürü döviz bürosu göreceksiniz. Eğer bozduracağınız para miktarı yüksekse burada sadece Batuma gidiş yol parası kadar bir parayı bozdurun. Asıl işlemi Batuma gidince kıyaslama yaparak en iyi fiyatı veren yerde gerçekleştirin. Ama bir gün için geldiyseniz ve az bir para bozduracaksanız uğraşmaya değmez. Sınırda TL verip GEL yani lari aldık. 1 lari 0,75-79 TL aralığındaydı.
Buradan Batuma belediye otobüşü ile gidebilirsiniz.Sık sık otobüs var ve kişi başı 1 lari. Biletinizi kesinlikle atmayıp yolculuk süresince saklayın. Yolda 2 veya 3 kez bilet kontrolü yapılıyor.
Batumda inip bir lokantada haçapuri yedikten sonra Kobletiye giden minibüslerin kalktığı garaja doğru yürümeye başladık. Sahile çıkıp sağa döndükten kısa süre sonra bizi çantalarla gören bir minibüs muavini Mestia diye bize koştu. Yok dedim daha sonra gideceğiz oraya. Ne kadar dedim. Kişi başı 30 lari dedi.
Gürcistan gezisi yapmak isteyenlere Mestiayı görmelerini öneririm. Blogda Mestia yazısını yurt dışı turlar bölümünden bulabilirsiniz.
Yolda bir Türkle karşılaştık. Kendisi astsubaymış ve bir arkadaşı ile burada iş olanaklarını araştırmak için gelmiş. Burada garaj yakınında bir apartman dairesinde kalıyorlarmış. Kişi başı gecelik 20 lari ödüyoruz dedi.
Arkadaş bizi garaja götürdü. Batumda 2 otobüs garajı var. Birisi minibüslerin kalktığı şehrin hemen yanındaki bu garaj, diğeri ise büyük otobüslerin kalktığı şehir dışındaki garaj. Çantamı Kobuleti minibüsünün bagajına güçlükle sığdırıp bindik ve az sonra dolan minibüs yola çıktı.
Kobuleti Batuma 30 km mesafede Karadeniz kıyısında bir sayfiye kenti. Kişi başı minibüs ücreti 1,5 lari.
Yolculuk ne kadar sürdü fark etmedim, sonunda Kobuletiye geldik. Yolcuların bir kısmı indi. Minibüs yola devam etti. Bizi ne kadar ileriye götürürse o kadar iyi. Daha önce 2 kez bisiklet ile konakladığım sahilde konaklamayı düşünüyorum. Minibüste bizimle birlikte bir genç kalmıştı. Şoför durdu bir şeyler söyledi. Genç kızdı söylenerek indi. Şoför bize de bir şeyler söyledi. Sonunda inin buraya kadar dediğini anladık.
Ağır çantaları sırtladım yeniden yürümeye başladık. Serapta uyku tulumu, mat ve giysilerinin olduğu bir sırt çantası var ama ayakkabı ayağını vurduğu için canı acıyor. Bana sürekli daha var mı diye soruyordu. Benimde taşıdığım yüklerden iflahım kesilmişti. Yol kenarındaki bir parkı ve yanındaki sirki geçtikten sonra manolya ağaçlarının altında kurulmuş bir kaç çadırı görünce orada konaklamaya karar verdi.
Genç bir çift Rus un çadırlarının yanına çadırımızı kurduk. Arkadaşa tuvalet ve duş işini nasıl hallediyorsunuz diye sordum. Tuvalet için umumi tuvaleti kullanıyorlarmış. Sahilde duş var dedi. Eşyalarımızı yerleştirip mat ve yastıkları şişirdikten sonra deniz kenarına indik. Sahilde hakikaten duş vardı. Bir ahşap konstriksüyonun üzerine su tankı konmuş. Tank kıyıda su sayacına bağladıkları hortumla dolduruluyor ve isteyen bu konstrüksiyonun altına girip perdelerini kapattıktan sonra duş alabiliyor. Ücret 1 lari. Yalnız yerli halk anlaşılan pek rağbet etmiyor ki yerler kuruydu.
Parkta ve çevrede 7 tane tuvalet var ve fiyatı sadece 50 tetri yani 0.5 lari. Bu tuvaletlerden sadece 1 tanesi 1 lariydi. Parkın içindeki Sunset restaurant ın karşısındaki tuvalet çok bakımlı ve modern üstelik fiyatı da 50 tetri.
Deniz kıyısı iri çakıllardan oluşuyor ve kum olmadığından üstünüze yapışıp duş almayı zorunlu hale getirmiyor. Zaten Karadenizin tuzu az olduğundan duş almasanız bile rahatsız olmuyorsunuz. Deniz birden derinleşiyor ama Şile ve Kilyos gibi dalgalar köpürerek gelmiyor, en dalgalı zamanında bile insan hayatını tehdit etmiyor. Yinede tedbiri elden bırakmayın, aşırı dalgalı günlerde açılmayın.
Kıyının biraz açığında sahil güvenliğe veya deniz polisine ait botlar bir olumsuz durumda müdahale edebilmek için bekliyorlar ve tur atıyorlar.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Yemekten sonra çevreyi tanımak için gezintiye çıktık. Parkı geçince barlar, cafeler ve restaurantların yer aldığı büyük bir park başlıyor.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Havanın kararması ile birlikte iskelenin led ışıklandırması yandı. İleride Batumi nin de ışıkları görünüyor. Sahilde denizi girenlerin yerini romantizm yaşamak isteyenler aldılar. Gençler kızlı erkekli, kız kıza, erkek erkeğe bazıları tek başlarına şaraplarını, biralarını veya sadece çekirdeklerini alıp sahile geliyorlar. Kimisi denizin attığı kütükleri yakıyor kimisi küçük mumları, ama kimse kimseyi rahatsız etmeden kendince eğleniyorlar.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Benim programım 4 gece burada kaldıktan sonra minibüsle kişi başı 20 lariye Tiflise gidip orada 2 gece kalıp yine minibüsle kişi başı 10 lariye Kazbegiye gidip orada 2 gece kalmak, ardından Tiflisten Zugdudiye, oradan da Mestiaya geçip 2 veya 3 gece kaldıktan sonra yeniden buraya Kobuletiye dönmek. Burada 3 gece kalıp Batumda da 2 gece geçirip Trabzon havalanına gitmek. Belki Tiflisten Erivana gideriz diye pasaportlarımızı da yanımıza almıştık ve sınırdan pasaportla geçiş yaptık. Eğer Gürcistana nüfus kağıdı ile giriş yaparsanız 3. bir ülkeye yanınızda pasaportunuz olsa dahi geçemiyorsunuz.
Serap ben burasını çok sevdim, deniz harika, çadırda da kalıyoruz başka bir şey istemiyorum tatili burada geçirelim dedi. Yanımızdaki Rus çift çadırını topladı, ilerideki bir çadırda gidince daha az güneş alır düşüncesi ile çadırımızı onların yerine taşıdık. Yavaş yavaş kıyı kalabalıklaşmaya başladı.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Çadırımızı kurduğumuz manolya ve çam ağaçları ile kaplı alanın yanındaki sirkin arkasında yol kenarında birde otopark var burada önünde Batumi veya Kobuleti yazan minibüsler duruyor. Meğer minibüslerin son durağı burasıymış. Geldiğimiz gün şoför bizi yarı yolda indirip geri dönmüş adamın her halde işi vardı, bizi başından savdı. Aklınızda bulunsun eğer Kobuletide çadır ile tatil yapmayı düşünüyorsanız minibüs garajında indikten sonra Poti tarafına doğru kıyı boyunca isterseniz bizim gibi hemen garajın yanındaki alanda isterseniz de biraz daha yürüyüp ileride çadırcıların tercih ettiği çok sayıda çadırın olduğu alanda konaklayabilirsiniz.
Batumdan kalkıp ilerideki köylere giden birisi sahildeki caddeden, diğeri arkadaki caddeden geçen 2 ayrı belediye otobüsü ile de Kobuletiye gelebilirsiniz ama minibüsler hem sık, hem rahat hemde ucuz. İstanbulda 30 km yolu 1,5 lariye gidemezsiniz.
Günümüzü denize girip parkta gölgede oturarak geçirdik. Bir gün daha bitti, yine güneş batıyor. Güneş bu kadar mı güzel ve her gün bir başka batar. Gün boyunca pırıl pırıl olan gök yüzü adeta bize yeni bir görsel şölen sunabilmek için bulutlanmaya başladı.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Bugün hava kapalı ve rüzgarlı denizin pek tadı yok ama hava bulutlu da olsa, denizde dalgalar köpürse de buradaki insanların umurunda değil. Akın akın denize girmeye geliyorlar.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Gelenlerin hali vakti yerinde, kadınlar ve çocuklar özellikle de kız olanlar çok şık giyiniyor, giydiriliyor. Sokaklarda lüks arabalar boy gösteriyor. Burada Gürcüler, Azeriler, Ermeniler, Ukraynalılar ve Ruslar tatil yapıyorlar. Hatta bir kaç Türk plakalı araçta gördüm. Kadınlar çok şık giyiniyorlar dedim ama erkekler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Onlar genellikle altlarında bir şort üstlerinde kocaman bira göbeklerinin üzerine kadar sıyrılmış bir penye ile geziyorlar. Hatta bazıları işi daha da abartıp penyeyi göğüslerinin üzerine kadar sıyırıyorlar.
Gürcü sürücülerin karşıdan karşıya geçen yayalara karşı pek saygılı oldukları söylenemez. Kadınlara karşı daha toleranslılar ama Ermeni sürücüler ayrım yapmadan tüm yayalara durup yol veriyorlar.
Sokaklarda sık sık döviz bürosu var, ülkeye girerken döviz getirmedim TL ile girdim diye hiç dert etmeyin Bu bürolarda Gürcü larisi (GEL), Türk lirası (TL), Ermeni Drahmisi (AMD), Rus rublesi ve Azerbaycan manatı (AZN), ABD doları ($) ve Euro (€) ile işlem yapabilirsiniz.
Yeniden parka geldik, parkta bir galeri var. Burada bir sanatçı yaptığı eserleri sergileyip satıyor.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Her akşam bu sefer gün batımı fotoğrafı çekmeyeceğim yeter artık diyorum ama yine dayanamayıp peş peşe deklanşöre basıyorum. Diyorum ya her gece başka batıyor güneş.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Birkaç gün sonra gidip o rogara baktım. Kapak basılmasın diye şimdi ters çevrilmiş. Sahil boyunca tek bir rogar kapağı varmış ona dan basıp içine düşmüşüm. Çölde kutup ayısı durumu.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Artık denize girmiyorum, yaralarım çabuk iyileşsin diye günde 3 kez pansuman yapıyorum. Zamanımı fotoğraf çekerek ve yürüyüş yaparak geçiriyorum. Kamp yerimizin yanında sirkin yanında birde küçük lunapark var. Gece güzel görüntüler ortaya çıkıyor.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Bir sabah kalkınca fotoğraf çekmek için sahile indim. Benimle konuşmaya çalışan Gürcü halimi görünce yanıma gelip ne olduğunu sordu ama yine anlaşamadık.
Hemen yan tarafımızda böyle harabe halinde bir yapı var ve ne olduğunu bir türlü anlayamadım. Bir devlet dairesi de olabilir, eski bir malikane de. Arkadaşa onun ne olduğunu sordum ama yine anlaşamadık. Eğer bu ülkeye her yıl geleceksem Gürcüce veya Rusça öğrenmem gerekiyor.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Akşam hava kararınca yıldız izi fotoğrafı çekmeye karar verdi. Sahile tripodumu kurup çekime başladım. Az ileride oturan gurubun içinden bir erkek yanıma geldi. Onun Rusca, benim Türkçe denemelrimizden sonra İngilizcede buluştuk. Arkadaş ne yaptığımı merak etmiş. Anlattım. 240 kare fotoğraf çekip photoshopta birleştirerek yıldızların gök yüzündeki izini görüntüleyeceğim dedim. Peki bu yıldızlar her aynı yerde mi diye sordu. Evet yıldızlar hep aynı yerde ama dünya güneş ve kendi çevresinde dönerken yıldızlara göre bir yer değiştiriyoruz. Bu değişiklikleri çekip birleştirdiğimizde yıldız izi fotoğrafı ortaya çıkıyor dedim ve telefonumdan daha önce çektiğim bir fotoğrafı gösterdim. Arkadaş Gürcistanda Ahıska Abustumani de bir gözlem evi olduğunu ve orada meraklılarının gidip çok sembolik bir fiyata gözlem yapabildiğini söyledi. Akhaltsikheye 2 kez gittim. 2. gidişimde gözlem evinin 7 km kadar yakınından geçmişim ama hiç bir işaret görmedim.
2 saatlik çekimin sonunda elde ettiğim görüntü.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Alışveriş yaptığım bakkala gidip alkol, ispirto, spirito, spirit gibi aklıma gelen kelimeleri söyleyip derdimi anlatmaya çalıştım ama bir sonuç alamadım.
Sirkin arkasında geldiğimizden beri eski bir Peugeot panelvan duruyor. Sahibi karavan olarak kullanıyor. Adam sürekli aracının çevresinde hiç yanından uzaklaşmıyordu. Zamanla göz aşinalığımız oluştuğu için beyle selamlaşmaya başladık son birkaç gündür de birkaç kelimelik küçük konuşma teşebbüslerimiz oluyor ama dillerimizi anlamadığımız için orada kalıyordu. İspirto temin etme konusunda şansımı denemek için adama gidip aynı şeyleri ona da söyledim ama olmadı. İspirtoyu ve ocağı gösterdim. Adam bir şeyler söyledi sonra minibüsün kapısını açtı. İçi boş sayılırdı. Ocak, birkaç şilte ve çok sayıda kocaman kimyasal madde konan bidonlardan vardı. Bidonları gösterip ırak dedi. Eliyle yanma işareti yaptı. Aslında bidonlarda ev yapımı içki var ama ispirto gibi yanar mı ve kaça satar bilmediğimden bir şey söylemeyip ayrıldım. Adamın minibüsün yanından ayrılmamasının nedeni herhalde araçtaki içkilerdi, belki satıyordu da çünkü o kadar içkiyi tek başına içmesi mümkün değil. Serap Türkçe bilen tuvalet görevlisi kadndan Kobuletide pazarda ispirto bulabileceğimizi öğrenmiş. Kobuletiye yürüyerek gitmeye karar verdim. Makinemi alıp yola çıktım. Kobuleti merkezi bulunduğumuz yola 3 km uzaklıkta. Yol kenarındaki büyük bir bahçenin içindeki ağaç evleri, eski bir kiliseyi, küçük bir kulübeyi görünce içeri girdim.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Kulübelerden birisinin içi.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Bir sabaha karşı dışarıdan gelen gürültü ile uyandık. Birileri gelmiş yüksek sesle bağıra bağıra konuşuyorlar. Üstelik koskoca alanda tamda gelip bizim çadırın yanını bulmuşlar. Uyumak mümkün değil. Sonunda sinirimi yatıştırmak için makinemi alıp dışarı çıktım. Arka yola geçip dağların arkasından güneşin doğuşunu seyredip fotoğraf çektim.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Karpuzu aldım ve bu gün başka bir yoldan dönüp yeni yerler keşfetmeye karar verdim. Bir sokakta yürürken karşıdan gelen bir kadın arkama bakmamı işaret etti dönüp baktığımda benimle deniz kenarında konuşmaya çalışan adamı gördüm. Beni görünce çağırmak için peşimden gelmiş. Evine davet etti. Oğlu İngilizce biliyormuş. Onun tercümanlığı sayesinde Anzori ile anlaştık. Anzori 80 yaşındaymış eşini yıllar önce kaybetmiş. Her sabah bizim bulunduğumuz sahile bisikleti ile gelip yüzer ve geri gelirmiş. Yaz kış Kobuletide yaşıyormuş. Oğlu kışları Tiflise gidiyormuş. Anzori evini kişi başı 10 lariye pansiyon olarak kiraya veriyormuş. Babam kabul edersen sana içki ikram etmek istiyor dedi ve ekledi ama sadece 1 kadeh hava sıcak fazlası çarpar. Tamam dedim. Anzori ile mutfağa geçtik. Anzori dolaptan ev yapımı içkisini ve 2 kadeh çıkardı.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Anzori kadehleri bir kez daha doldurup benim şerefime kaldırdı. Bu sefer 3 yudumda içtim. Daha sonra son bir kez daha doldurup ölmüşlerimizin şerefine kadehini kaldırdı. Ayrılma vakti gelmişti.
![]() |
Kimden Kobuleti |
![]() |
Kimden Kobuleti |
Olay moralimizi bozdu. Hırsız gece yeniden gelebilirdi. Çadırın bulunduğu yer alanın ortasında olduğundan gece yoldan görünmüyordu. Çadırı taşıyıp taşımama konusunda kararsız kaldık ama yeni bir soygun girişimine engel olabilmek için çadır çevresinde vakit geçirmeye başladık. Alaca karanlıkta karşıdan 2 kişi geldi, benim yanımdan geçip bizim çadırın yanında duran çocukların çantalarından birisini alıp devam ettiler. Çocuklar kalabalık olduğundan ve hiç bir konuşmamız hatta doğru dürüşt görüşmemiz olmadığından o kişileri guruba ait olup olmadıklarını bilmiyorum. Yemek yediğimiz banklara Serap ın yanına gittim. Bir yandan dikkatle çadırı kolluyoruz diğer yandan ne yapacağımızı konuşuyorduk. Yanımıza birileri geldi. Gelen çocukları Tiflisten getirenmiş şimdide almaya gelmiş. Bana sizin çadırın yanından çocukların çantasını ve spor ayakkabısını almışlar gördünüz mü diye sordu. Bizi de soymuşlar, çadıra girip power bank ı almışlar dedim. Genç bizim de soyulmamıza şaşırdı. Belkide yanımdan geçip o çantayı alan 2 kişi hırsızdı. Polise gidin dedim. Olmaz dedi genç polise gidersek ailelerinin haberi olur kızarlar. Sizde kendinize dikkat edin orası karanlık, güvende değilsiniz dedi. Herkes gidip orada bir tek bizim çadırımız kaldığı için çadırı yürüyüş yolunun yanındaki aydınlatma direğinin altına taşıdık.
Bu olaydan sonra bana Gürcistan güvenli mi diye sorarsanız yine güvenli derim. Orada bulunduğumuz sürede park eden araçların camlarının kapılarının açık olduğunu hatta günlerce öyle durduğunu ama kimsenin kafasını camdan içeri uzattığını görmedik. Geldiğimizin ertesi günü yanımızdan ayrılan birileri çocuk can simidini bırakıp gittiler günlerce orada kaldı. Hiç kullanılmamış bir terlik düşmüş yola günlerce bir kenarda durdu. Bu her yerde olabilecek münferit bir olaydır nitekim İsviçrede İrfanın arabasının içinden cüzdanını almışlardı. Tedbiri asla elden bırakmayın. Değerli eşyalarınızı sürekli yanınızda taşıyın.
Gürcistan asayiş konusunda da huzurlu bir ülke. Hiç bir zaman kavgaya rastlamadım. Aralarındaki kavga en fazla ağız dalaşı şeklinde oldu, iş fiziki müdahaleye varmadı. Alkol tüketimi yüksek ama kimse içip nara atmıyor, başkalarını rahatsız etmiyor, kadınlara kızlara sarkıntılıkta veya tacizde bulunmuyor. Rahatlıkla kızlar geceni geç saatlerinde bile kız kıza sahilde mehtap seyrdebiliyorlar. Yan tarafta içen erkek guruptan onlara karşı en ufak bir taciz gerçekleşmiyor. Tabi bu hiç bir alanda kötü muamele ile karşılaşılmayacak anlamına gelmiyor. Eğer öyle olsa güvenli oldukları ilan edilen ülkelerin hiç birisinde cezaevleri, adliyeler olmazdı.
Kobuletide bazı sabah kahvaltılarında bazen öğle yemeklerinde haçapuri yemeyi tercih ettik. Bunun nedeni lezzetli olması, tok tutması ve ucuz olması. Tanesini 1 ila 1-5 lari arası fiyata alabiliyorsunuz. Kalabalık yerlerde fiyat yükselebiliyor, nüfusun az olduğu yerlerde düşüyor. genel fiyatı 1,25 lari. Buranın yerel halkı da haçapuriyi çok seviyor. Haçapurisini, birasını kapan sahile geliyor.
Alkollü içecek, özellikle de bira ucuz, sigara ucuz, ulaşım ucuz, Diğer ihtiyaç maddelerinin fiyatları genellikle Türkiye civarında veya biraz daha ucuz. Kazıklanma korkunuz olmasın. Her bakkalda raflarda ve buz dolaplarındaki mallar tek tek etiketlenmiş. Lokantalarda önünüze gelen menüde fiyatlarda yazılı ama yinede birkaç parça bir şey aldığınızda veya yemek yediğinizde fiyat toplamasını birde siz yapın.
Arada bir internetini kullandığım haçapuri restaurantına bir öğle yemeğe gittik. Lokantadaki haçapurinin fiyatı sokaktaki fırınlarda satılanlardan çok daha yüksek ama arada hem malzeme farkı var hemde daha büyük. Burada yine Adjaruli usulu yumurtalı haçapuri yedim ama yine beğenmedim çünkü içi hamur kalıyor. Ermenistandaki Tashir Pizzanınki gibi başarılı değil. Lokantada haçapuri yerseniz bol peynirli İmereti usulünü tavsiye ederim. Hamuru daha ince olduğu için iyi pişiyor.
Burada tek tükte olsa Türk vatandaşlarına ve Türkiye plakalı araca rastladık.
Burada 5 yıldızlı spa otelinden ev pansiyonuna hatta çadırda konaklamaya kadar çok çeşitli tatil olanağı mevcut. Deniz genellikle dalgasız ama birden derinleşiyor. Hava bulutlansada çok çabuk değişip güneş açabiliyor. Burada konakladığımız sürece hava şartlarından dolayı fazlaca problem yaşamadık ama yağış ihtimalini göz ardı etmeyin nede olsa doğu Karadenizdesiniz.
İnsanlar maalesef ülkemizde olduğu gibi çevreye duyarlı değil. Piknik yaptıktan sonra çöplerini hemen yanı başlarında bulunan çöp kutularına atmak yerine olduğu yerde bırakıp gidiyorlar.
Çadırımızın yeni yerini çok sevdik. Serap baştan beri buraya kurmamızı istiyordu ama ben gece eğlenenlerin, yürüyenlerin ayak seslerinden rahatsız olup uyuyamayız diye istemiyordum.
Kobuletiden ayrılmadan önceki gün Serapla bir kez daha Anzorinin ziyaretine gittik. Sizin orada duş imkanı yok isterseniz burada duş alıp çamaşırlarınızı makinede yıkayabilirsiniz dedi. Teşekkür ettik. Anzori yine şişesini çıkardı, sofrayı hazırladı. 2 kadehi doldurdu, dostluğumuzun şerefine kadehini kaldırdı. Ardından kadehler bir daha doldu, Anzorinin ölen eşi için içtik. 3. de Anzori Allah, God, Merti hepsi bir ve aynı sadece her dinde ve ülkede isim farklı sonuçta aynı güce inanıyor ve ibadet ediyoruz bu çatışmalar niye diyerek bu defa dünya barışına içiyoruz dedi ve içkiyi bir dikişte bitirdik. Kadehler küçük ama içki sert insanı çarpıyor. Bir ara Anzori bana askuda diye sordu. Askuda nerelisin demek Artık birkaç kelimeyi gide gele öğrendim. İstanbul dedim. İstanbuli dedi Anzori. Gürcüler şehir isimlerinin sonuna i ekliyorlar.
Anzori evini yazları pansiyon olarak kiraya veriyor. Kişi başı konaklama ücreti 10 lari. Lüks bir yer değil ama kalınmayacak kadar kötü de değil. Hele çadırın yanında saray.
Kabuletideki son gecemizde son bir kez sahilde yürüyüşe çıktık. İnsanlar yine sahili doldurmuşlar, adeta İstiklalde yürüyoruz. Atış standlarında kimileri tüfekle hedefe ateş ediyor.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Adam oluşan kocaman şekilsiz pamuk şeker yığınını kendisi de beğenmemiş olacak ki pamuğu elleri ile sıkıp yeniden makiye atıp yeniden eritti. Bu esnada arada bir tezgahın altındaki içkisinden 1 yudum çekip yenisini yapmaya başladı. Yine elindeki çubukla tezgahtan uzaklaştı ve adamın hareketleri ile ortaya çıkan şekilsiz devasa pamuk şekere bakıp Serapla gülme krizine girdik. Bu yaptığı pamuk şekerleri avucunun içinde sıkıp yeniden eritme işlemi bir kaç kez tekrarlandı. Birkaç denemeden sonra ilgi çekmeyi başardı ve ilk müşteriler gelmeye başladılar. Müşteri bekliyor ama gösteri bir türlü bitmiyordu. Bittiğinde de bu şekilsiz kocaman şekeri yemek bir sorun oluşturuyordu.
![]() |
Kimden Kobuleti |
Sabah uyandığımızda yağmur ara sıra kısa süreli dursa da şiddetli şekilde devam ediyordu. Fikrimi Serap a söyledim dur bakalım hemen karar verme dedi. Çadırı kurutmaktan vaz geçtim bu yağmurda toplanmaya kalksak kuru hiç bir şeyimiz kalmayacak.
Tam kahvaltıyı çadırda yapmaya karar vermiştik ki yağmur durdu, şiddetli rüzgar çıktı. Hemen dışarıda kahvaltımızı yaptık. Bu arada rüzgar çadırımızı kuruttu. Acele ile eşyalarımızı çantalarımıza yerleştirip çadırımızı topladık. Kamp alanımızın hemen yanındaki otoparkta bekleyen Batum minibüsüne bindik. Minibüs yolda tamamen doldu ve yağmur yeniden başladı.
Kobuletide 14 günlük tatilin maliyeti Trabzon Kobuleti arasındaki ulaşım masraflarımız dahil 350 TL ye mal oldu. Bu rakamın gerçekleşmesinde Türkiyeden getirdiğimiz yiyeceklerin de önemli katkısı olduğunu göz ardı edemeyiz. Hoşçakal Kobuleti.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder