30 Mayıs 2013 Perşembe
İrfanla bu günkü tur kısa olduğu için erken kalkmamayı kararlaştırmıştık ama erkenden uyandım.
Makinemi alıp fotoğraf çekmeye çıktım.
Süphan karşıda görünüyor.
Birde yakından görelim.
Burada konaklamamız iyi oldu. Doğubeyazıtta ıslanan çadırlarımızı burada kuruttuk. Yoksa İstanbul'a kadar kurutamayacaktım.
Şimdi Süphan daha net görünüyor.
Bu arada İrfanda kalktı, kahvaltıyı hazırladı.
Kahvaltıya başladık.
Bisikletimi çadırın önüne getirdiğimde lastiğinde 2 kesik gördüm.
Kesik kısmı kaldırdığımda altı görünüyor.
Diğer kesikte bu. Lastiğimin yarılmaması büyük şans. Eğer lastik yarılsaydı İstanbuldan yenisi gelene kadar en az 2 gün beklemek zorunda kalacaktım. Bu kesiklerin nedeninin mıcır olduğunu düşünüyorum. Bu bölgelerde yol kenarında pek cam kırığına rastlanmıyor. Batıda ve Karadenizde yol kenarlarında sık sık çam kırığı görürsünüz, bunların en az yarısı bira şişesidir. Burada hiç bira şişesine veya kutusuna rastlamadım. Rastladığım bir kaç cam kırığı da soda şişesine aitti. Burada cam kırığı olmamasının nedenini insanların dini inancına ve daha çokta ekonomik durumuna bağlıyorum. Buradaki insanlar daha yoksul oldukları için bira ve soda tüketimlerinin az olduğunu düşünüyorum. Belki de yanılıyorumdur. Buradaki insanlar daha duyarlı ve daha eğitimli olduklarından şişeleri yollara atmıyorlardır.
Bisikletlerimizi yükledik, yola çıkmadan çalışanlarla vedalaştık. Bu arada bir çalışan İrfanın ve benim lastiklerime bakıp senin lastiklerin çok eskimiş baksana diş bile kalmamış dedi. Bende Ne yapayım ben emekli bir insanım param yok ki yenisini alayım dedim. DSİ kampından çıkıp yola koyulduk.
Yol kısa olduğundan tempomuz düşük olacak. Bu tur bitsin istemiyoruz her ikimizde. İrfana istersen Vandan devam edip Karahana kadar gidip gelelim, gölün çevresini bitirelim dedim şaka ile karışık ama İrfan kabul etmedi. Hoş benim de hiç niyetim yok.
Dün Gevaş'a giderken gördüğümüz çeşmeden İrfan suyunu doldurdu. Bu günkü mesafe kısa olduğundan ve ben az su tükettiğimden mataramı doldurmadım.
Yeniden Gevaştayız.
Selçuklu mezarlığı.
Gevaş girişindeki Selçuklu parkında bulunan Halime Hatun kümbeti.
Türbe kümbetin altında.
İzzettin Şir Camii.
Bir benzincideki minyatür cami.
Van'a 33 km yolumuz kaldı.
Vanda nereye giderseniz gidin Süphan hep karşınızda.
Sağa giden yolda DSİ de bir işçinin mutlaka gidip görün dediği Hoşap Kalesi de var ama 62 km ileride.
Karşıdaki yokuşu görünce umarım bu son yokuştur dedim. İrfan arkamdan bende umarım dedi.
Yokuş bitti.
Edremit'e geldik.
Edremit Van ın bir yerde tatil bölgesi.
Sayfiye yeri müziksiz, eğlencesiz olmaz.
Edremitin içindeyiz.
Edremitten çıkarken İrfan çay içelim dedi. Meydan Restauranta çay varmı diye sorrduk. Var dediler. Girip içtik. İş hesaba gelince burada çay ikramdır deyip para almadılar. Ne yaptıysak kabul ettiremedik. Kendilerine çok teşekkür ederiz.
Edremitten sonra yol çalışması için yol ikiye bölünmüştü. Bu dar yolda pedal çevirdiğimiz birkaç km kabus gibiydi. Hele bu inşaatın 2. bölümünde plastik konilerle bölünmüş yolda arkamızdan gelen bir TIR bize kabus yaşattı. İrfan kutulabilmek için kenara çekip durmuş. Ben inatla sürmeye devam ettim. TIR önce korna çaldı aldırmayınca yanıma kadar girip sıkıştırdı. Oysa 10 metre sonra biz kendi yolumuza geçecek ve 2 şeritli yola kavuşacaktık. Şoför ben geçeceğim diye sıkıştırdı, bende ben öndeyim yol benim hakkım diye kenarda devam ettim. Adamın ön tekerleği benim ön tekerleğimin hizasına geldi. Baktım sağa geçişte TIR beni sıkıştıracak son bir gayretle pedallara yüklenip geniş yola geçtim. Şoför yanımdan geçerken uzunca kornaya bastı. Van'a geldik.
Şehre doğru pedal çevirmeye başladık.
Konteyner kent.
Havaalanı kavşağındaki benzincide içecek molası verdik.
Yol kenarındaki çiçekçi.
Bayram sürekli narayıp nerede olduğumuzu soruyor, tarifi ile evine gittik.
Evde duş alıp üstümüzü değiştirdikten sonra dışarı çıktık.
Ön taraftaki boş arsa yıkılan meşhur Bayram Otelin olduğu yer, arkada Ziraat Bankası binası.
Yöresel yemek için Firavin Yöresel Ev yemekleri ne gittik. İrfan Bayramla birlikte beni görüntüledi.
Ben çorbanın ardından soğan dolması ve keledoş tercih ettim. Soğan dolması mayhoş tadı ile gerçekten hoş olmuştu.
Keledoşu görünce soğuk zannetmiştim ama ılıkmış. İçinde ağırlıklı olarak yoğurt ve fasulye var. Soğan dolamsını daha çok beğendim.
Yemekten sonra yeniden şehri gezmeye başladık. Görünen inci kefal heykeli.
Eve dönüşte İstanbuldan yollanan bisiklet çantamı kargo şubesinden alıp Bayramın evine döndük.
Bu günkü tur mesafesi: 45 km.
Ortalama hızım: 20km.
Pedal çevirme sürem: 2 saat 19 dakika.
En yüksek hızım: 45,6 km.
Uçağımız 2 Haziranda. Vanda 2 tam günümüz var. Bakalım Bayram bu günlerde bizi nerelere götürecek?
Orhan abi ayağınıza pedalınıza sağlık.
YanıtlaSilgezerken bizi de gezdirdiniz birlikte. Sana ve tur arkadaşların Uğur ve İrfan abiye ve kısa da olsa Fehmi beye de teşekkürler.
Sezer Genceldi
Merhaba
YanıtlaSilBen de turunuz hiç bitmesin istedim,okurken ,çok sevdiğim bir filmi seyrediyormuş gibi keyif aldım
sayenizde doğu nun ne kadar güzelliklerle dolu olduğunu
gördük,paylaşımın için teşekkür ediyorum Abi