24 Haziran 2013 Pazartesi
Dün arkadaşım Uğur ile görüştüm. Beni sabah deniz kenarında kahvaltıya davet etti. Hemde sana benim bisiklete bindiğim parkuru göstereyim dedi. D 100 ün Beylikdüzü geçişini kullanmayacağımız için yeni rota bana da ilginç geldi. Beylikdüzü metrobüs hattının buraya kadar uzaması ve bu nedenle yapılan yeni yol düzenlemesi nedeniyle artık bana pek sevimli ve güvenli gelmiyor.
Bu günkü yol haritası:
Sabah 08:00 de yola çıkıp Uğura haber verdim. Buraya gelmen 40 dakikanı alır dedi ve buluşacağımız noktayı kararlaştırdık. Bu günkü etap benim için günlük bir şehir çevresi gezisi olacak. Tek farkı bisikletimin yüklü olması. Selimpaşa çıkışında yolda yeterli emniyet şeridi var. Yol güzel. Bu gün nihayet rüzgar durmuş.
Kumburgazı geçer geçmez emniyet şeridi sendromu yeniden başladı.
Mimarobada D 100 den ayrılmamla kabus sona erdi. Buluşma noktamıza geldiğimde Uğuru aradım. Apartmanın garajındaymış.
Az sonra Uğur göründü.
Bisikletimin kokpiti. Buraya kadar yaklaşık 15 km yapmışım ve tam 40 dakika sürmüş. Uğur geliş zamanımı iyi tahmin etmiş. Yola çıkıp sahile indik. Burada sahil düzenleme çalışması devam ediyor.
Kısa bir süre sonra yeni yapılan sahile geldik.
Karşıda görünen kıyıları geçeceğiz.
Sabah sabah denize gelenler. Belediye kıyıya güzel bir güneşlenme yeri yapmış.
Sahilden Mimarsinan a geldik.
Yeniden D 100 e çıktık ama kaldırımdan gidiyoruz.
Karşıda Mimar Sinan ın yaptığı köprü görünüyor.
Büyükçekmece sahiline konan eski bir pervaneli uçak ilginç bir görüntü oluşturmuş.
Sahilden devam ediyoruz.
Arkamızda kalanlar.
Büyükçekmeceyi geçtik.
Karşıda görünen yerden başlamıştık.
Gürpınarın altlarıda belediyenin düzenlediği bu alanda kahvaltı için durduk.
Uğur harika bir kahvaltı hazırlamış.
Masada yok yok. Su böreği, pide, birkaç çeşit peynir, zeytin, domates, biber, salatalık, kalem gibi sarılmış yaprak dolması, çay ve meyve suyu. Uğura boşuna gurme demiyoruz.
Uğur ve geçen yıl aldığı yeni bisikleti.
Uğurun köpekten korunma araçları. Mama ve dazer.
Kahvaltıdan sonra sahil yolunun sonuna kadar devam ettik. Yol bitince sola dönüp yokuş çıkmaya başladık. Dini bir vakfa ait külliye.
Hala çıkıyoruz.
Buralarda bir kaç yıl önce boş tarla olan yerler bu gün inşaatlarla dolmuş.
Yokuşun üstünde durup Uğuru bekledim. Uğur göründü.
Burada yollarımız ayrılıyor. Burası son yıllarda popüler hale gelen yerlerden.
Uğur devam edip geri dönecek. Bense buradan sağa döneceğim. D 100 karayolundaki yoğun trafikten benim gibi bezenler alternatif olarak bu yolu kullanabilirler.
Yokuş aşağı inip Ambarlı üzerinden Avcılar sahiline geldim.
Bisikletimi de görüntüleyeyim.
Parkların içinden deniz kenarından keyifle sürüyorum.
Menekşe plajına geldiğimde bazıları ağaç gölgelerinde piknik yapıyorlardı.
Menekşeden sonra Floryada yeniden yoldan ayrılıp otoparkın içinden geçerek sahile indim.
Burası benim gençliğimde Güneş plajıydı. Az anılarım yoktur burada. Şimdi yine plaj olarak kullanılıyor ama eski havası yok.
İBB nin Florya tesisleri. Özellikle hafta sonu otoparka girmek için uzun araç kuyruklarının olduğu insanların çok rağbet ettikleri bir yerdir.
Yeşilköy plajı.
Yeşilköyün eski Rum evleri.
Patenle kayan minik superman ve arka planda kilise.
Burası İstanbulun mutena semtlerindendir. Eskiden bu binalar deniz kenarındaydılar. Bedrettin Dalan'ın belediye başkanlığı döneminde deniz dolduruldu ve yıllar içinde yapılan düzenlemelerle kıyı bu hali aldı.
Ataköy konaklarının önünden geçiyorum. Yolun sağında deniz kenarına devasa inşaatlar yapılıyor.
Bakırköyden itibaren kaldırımdaki bisiklet yolunu kullanmaya başladım.
Fox tv nin binası.
Sizlere son günlerde İstanbul konusu açıldığında tartışmalara neden olan binaları göstermek istiyorum. Bu binaların tarihi yarımadanın silüetini bozduğu söyleniyor. Karaköyde belli bir noktadan bakıldığında yarımada görüntüsünün arkasında bu binalar yükseliyor.
Başbakan bu binaların şehrin görüntüsünü bozduğunu, sahibine traşlamasını söylediğini, kabul etmeyince 5 yıldır kendisi ile konuşmadığını söylemişti.
Peki bu şehrin belediye yönetimi 1994 yılından beri aynı siyasi görüşün elinde değil mi? Bu bina yapılırken inşaat ruhsatı alınmamış mı? Alınmadan yapıldıysa neden inşaat durdurulmadı? Ruhsat verildiyse verilirken neden enine boyuna araştırılmadan çeşitli yerlerden görüş alınmadan bu ruhsat verildi? Hadi hata yapıldı verildi diyelim neden inşaat farkına varıldığında yapım aşamasında durdurulmadı. Bütün gücü elinde bulunduran, ülke yönetiminde tek yetkili konumundaki başbakan bu işe neden çözüm bulmak yerine sadece inşaat sahibine küsmekle yetindi? Bu inşaatın çevresinde bu denli yüksek başka yapı yok. Sahilin bu tür yüksek yapılarla doldurulması şehrin hava akımını olumsuz yönde etkilemeyecek mi? Bu binanın sahibi kim ve küsecek derecede yakınlığınız nereden geliyor? İnsan tanımadığı birisine küsemeyeceğine göre belli ki bu şahısla ilişkiler öyle pek havadan sudan değil gibi görünüyor. Burasının sahibinin Belediye başkanı ile akrabalık bağı var mı? Benim o arsanın yanında arsam olsaydı bana da o yükseklikte bina yapmam için imar izni verilecek miydi? Keşke arsam olsaydı ve bana da o kadar yüksek yapılaşma izni verilseydi de başbakan bana da küsük ömür boyu konuşmasaydı.
Artık evime yaklaştım. Bu iki ağaç bana her zaman ilginç gelmiştir.
Bu günkü yol mesafesi: 68 km.
Pedal çevirme sürem: 3 saat 36 dakika.
Ortalama hızım: 19 km.
En yüksek hızım 51 km.
Bu turda toplam olarak 769 km pedal çevirmişim.
Merhaba
YanıtlaSilAbi yine güzel anlatım ve fotoğraflar içinde diyar diyar gezdirdin bizi.
bu turda kilo verdin mi onu merak ettim
paylaşım için teşekkürler.
Sevgili Mehmet bu tura başlarken tartılmadığımdan durumu bilmiyorum ama verdiğimi de zannetmiyorum. 1 haftada pek kilo kaybı olmuyor ama Trans Kaçkarda 10 günde 3 kilo vermiştim. Tabi bunda o turun zorlu şartlarının etkisi vardı. Hafta sonu Gürcistan Ermenistan turuna başlamadan yeniden tartılacağım dönüşte sonucu açıklarım. Sevgilerimle.
Sil