16 Mayıs 2013 Perşembe
Sabah kahvaltıdan sonra hazırlandık. Müzenin açılmasına daha 1 saat var. 1 saatte müze gezisi sürse en az 2 saat kaybedeceğim ve bu durumda İrfana bırakın yetişmeyi aksine yolda bekleteceğim. Kararımı verdim yola devam edeceğim. Gerçi Ankaradan aldığım müze kartı hala kullanamadım ama varsın olsun. Eşyalarımızı aşağıya indirip sokaktaki binanın yangın merdivenine kilitlediğimiz bisikletlerimizi alıp yükledik.
Her ikimizde hazırız yola çıkabiliriz artık.
Bu günkü yol haritamız:
Öğretmen Evinin karşısındaki parkta insanlar sabah yürüyüşü ve koşusu yapıyorlar.
Oldukça çok sayıda her yaştan kadın ve erkek koşuyor, yürüyorlar.
Telefonuma mapmyride dan kaydettiğim eğim grafiklerine göre Çorumun çıkışında iyi bir yokuş var ama şimdilik yol düz olarak devam ediyor.
Şehir içinden gelen yolun çevre yoluna bağlandığı noktada yokuşta başladı.
Acaba Vandan vaz geçip Samsuna mı gitsek diye düşünmedim değil bir an için.
Yol üzerinde gece konaklamaya uygun park yerleri ve kent ormanı vardı. Demek dün Çorumda kalmayıp devam etsek buralarda kalabilirmişiz. Yokuşu mola vermeden tamamladım, geçide geldim.
Hava soğuk. Hemen rüzgarlığımı giyip bir süre bekledikten sonra yola devam ettim. Yokuşu inip az ileride yol kenarında İrfanı beklemeye başladım. İrfan geldikten sonra yola birlikte devam ettik. Samsun yolundan ayrılıp Amasyaya doğru devam ettik.
Arkamızda kalan yol.
Samsun yolundan ayrılmamızla birlikte asfalt kalitesi bozuldu.
Emniyet şeridi yok, zemin kötü.
Amasya yoluna saptığımız çok olmamıştı ki önümde beyaz bir araba durdu. Şoför hello diyerek aşağıya indi.
Türk olduğumuzu öğrenince çok şaşırdılar. Bir firmanın pazarlama elemanlarıymışlar. Onlarda Amasyaya gidiyorlar. Bizimde oraya gittiğimizi öğrenince kaç günde gidersiniz diye sordular. Önümüzde yokuş yok, bu gün akşam üzeri oradayız hatta öğlene bile varabiliriz dedim. Bir ihtiyacımız olup olmadığını sorup yola devam ettiler.
Yol tatlı iniş ve çıkışlarla devam ediyor.
Yeşil ovada gidiyoruz.
Elvan çelebi Türbesi.
Buda türbenin görüntüsü.
Emniyet şeridinde soğuk asfaltın dökülmediği eski asfaltın üzerinden gitmeye gayret ediyorum. Sürtünme daha az olduğu için daha kolay gidiliyor.
Bu yol oldukça işlek bir yol.
Mecitözüne geldim. İrfanla yine koptuk. Mecitözü otogarında irfanı beklemek ve bu arada çay içmek için mola verdim. Yine çay krizim tuttu. Otogarın arkasındaki yolda gezici muayene istasyonu araç muayenesi yapıyordu. İrfanı aradım oda ileride görünen Akpette çay molasındaymış. İrfanda benim gibi çayı çok seviyor. Aynı istasyonda bizden bir gün sonra Emre Bayyiğit konaklamış. 1,5 gün farkla karşılaşamadık.
İrfan geldikten sonra birer çay daha içtik. Molanın ardından yola koyulduk.
Asfalt kalitesi dışında yol çok güzel. İyiki bu yolu tercih etmişiz. Yol kenarında bulunan iğde ağaçlarından gelen iğde çiçeği kokuları arasında gidiyoruz.
Amasyaya yaklaşık 30-35 km yolum kalmıştı ki yolun solundaki erik ağaçlarını görünce durdum. Erikler çok tatlıydı. Hemen bel çantamı erik ile doldurdum ayrıca doyasıya yedim.
Az sonra Yeşilırmak'ın üzerinden geçip devam ettim. Yeşilırmakla Amasya'da yeniden karşılaşacağız.
Amasyaya 10 km kala bir uygulama oteli var. Burası Amasyaya oldukça uzak ama Amasya içinde yer bulunamazsa kalınabilir.
Sağda tepede 2 insan heykeli var.
Bu heykeller aşkından dağları delen Ferhat ve sevgilisi Şirine ait. Burada birde park yapılmış. Parkın düzenleme çalışmaları hala devam ediyordu.
Sonunda Amasya'ya ulaştım.
Girişte sizi Şehzadeler şehri Amasya'ya hoşgeldiniz yazısı karşılıyor.
Şehirde pek çok türbe, cami ve müze var.
Amasya kalesi.
Bir tabildot lokantasında yemek yerken İrfanı aradım lastiğiyle uğraştığından hala yolda. Kızılırmakî geçtin mi diye sordum köprünün üzerinden geçiyorum dedi. Az geride erik ağaçları vardı dön ve erik ye hatta yanında poşet varsa poşetini de doldur dedim. Değer mi diye sordu, kesinlikle dedim ben bu kadar tatlı ve lezzetli eriği uzun zamandır yemedim.
Yemekten sonra şehri dolaşmaya başladım.
Karşıki duvarda deve etinden dönerin de olduğu kermese davet pankartı var.
Şehrin bu bölgesinde eski evler koruma altına alınmış.
Her yerden tarih fışkırıyor.
Sabuncuoğlu Cerrahi Tarih Müzesi.
Yeşilırmak ve kenarındaki tarihi evler.
İrfan aradı şehre gelmiş saat kulesinin altında buluşmak üzere sözleştik.
İrfanı beklerken turizm bürosuna gittim. Kamp yapabileceğimiz bir yer sordum. Görevli otogarın yanındaki yeşil alanda kalabileceğimizi söyledi. İrfan geldi eski Amasyayı dolaşmaya başladık. Kaya mezarları.
Çok güzel restore edilmiş.
Amasya mutlaka gidilip görülmesi hatta gecede kalınması gereken şirin bir kentimiz.
Kalacak yer bulmak için otogara yöneldik. Bu arada İrfan'ın lastiği bir kez daha patladı.
Bir vida lastiğe saplanmış. Bir günde 2. kez patlayan lastik İrfanın sinirlerini bozdu. Bizimle sohbet etmeye çalışan karşıdaki oto yıkamacıya söyleniyor. Çocuğun çay teklifini bile geri çeviriyor. Hele hello diyenlere tepkisi çok daha sert oluyor. İrfanı bu güne kadar bu kadar sinirli görmemiştim.
Tamirattan sonra yeniden yola çıktık.
Otogara geldik ama uygun konaklanacak yer görünmüyor. Zaten yıkamacı da çok küçük bir alan olduğunu söylemişti.
Beğenmeyip devam ettim. Ne kadar fazla gitsek kardır diyorum İrfana.
İrfan yine yok oldu. Az sonra telefonum çaldı arayan İrfandı. Lastiği iniyormuş beklememi söyledi. Bu sefer lastiği değiştirdi. Birbirimizden ayrılmayalım dedi. Birlikte yol almaya başladık. Bir yandan uygun bir yer bakarken bir yandan da öyle bir yerin 10-15 km sonra karşımıza çıkmasını arzuluyorum.
Eski bir köprü.
Birkaç km sonra yol kenarında kiraz ağacı görünce durdum. İrfanla birlikte kiraz yemeye başladık.
İrfanın daha fazla gitmeye pek niyeti olmadığını sezince İrfan en iyisi biz burada konaklayalım bak düzlükte var kiraz ağacımızda dedim. Tamam dedi İrfan hatta şu ağaçların arkasına girelim diyerek 1-2 metre ilerideki ağaçların arkasındaki sahipsiz bahçeyi gösterdi.
Çadırımın yoldan görünüşü daha doğrusu görünmeyişi.
Çadırı kurduktan sonra 3-4 km geride kaldığını tahmin ettiğim İrfanın lastiğini son olarak tamir ettiği yerin 500 metre gerisindeki benzinciye duş almaya gitmeye karar verdim. Yürümeye başladım. Yol bir türlü bitmek bilmiyor yaklaşık 2.5 km sonra yol kenarında yanından geçtiğimiz çeşmeyi gördüm. Başımı, bedenimin üst kısmını, bacaklarımı ve tişörtümü yıkadım. Islak tişörtü üstüme giyip gerisin geri yürümeye başladım. Az sonra yanımda resmi plakalı bir Şahin araba durdu. Sürücüye teşekkür edip üstüm ıslak koltuğunuzu ıslatmayayım dedim. Yürümeye devam ettim. Döndüğümde malüm menümüzü hazırlayıp yemeğimizi yedik. Yemeğin ardından ağaçtan kirazımızı da yedik. Her zaman olduğu gibi önce müzik dinleyip sonra uykuya daldım. İyiki bu rotayı seçmişiz. Bu konuda fikir veren Mustafa ve yol arkadaşım İrfan'a çok teşekkür ederim.
Bu günkü tur mesafesi: 108 km.
Pedal çevirme sürem: 5 saat 33 dakika
Ortalama hızım: 19.9 km.
En yüksek hızım: 51 km.
Merhaba
YanıtlaSilAbi çok iyi gidiyorsunuz
Keyifle takip ediyorum ,İrfan Bey bu gün baya bir şanssızlık yaşamış,Amasya yı listeme aldım
Merhabalar Orhan abi,
YanıtlaSilOrhan ey demiyorum çünkü nerdeyse tüm blog'u okudum ve bugün yeni ekleneni de okuyunca size abi demeye karar verdim. Muhteşem bir şey yapıyorsunuz ya.ve çok çok iyi gidiyorsunuz. hep yapmak istediğim ancak hayat şartlar sebebi ile sadece günlük kısa turlarla kesmek zorunda oldugumuz bisiklet sevdasına sizinki gibi uzun turlar eklemeyi ileride umut ederek ve nazar değmesin diyerek, sizi izliyorum ve takip ediyorum. harikasınız, süpersiniz. yazdıgınız yere kadar, gittiğiniz yere kadar da taklipteyim. selamletle, tekerinize taş değmesin Orhan abi.
selamlar&saygılar
Doğan AVCI
İlginize teşekkür ederim arkadaşlar.
YanıtlaSil
YanıtlaSilAbicim bir turda kiraz komasına gireceksin bak dikkat et. bence sen tur planalrını kiraz mevsimine göre yapmaya başladın sanki:))
Sezer Genceldi
Bu tur diğer kiraz yediğimiz Eğirdir ve Sinop etaplarına göre daha erken tarihte olduğundan aslında hiç umudum yoktu. Yediğimiz kirazların kalitesi açısından Eğirdir'i, bolluğu açısından Sinop yolunu tek geçerim.
SilOrhan abi Amasya ya gitmiş kadar olduk sayende fotolar çok güzel kesinlikle tur planlarına dahil edilesi bir yer şu an Isparta ve Eğirdir de kiraz mevsimi bekleriz,
YanıtlaSilCengiz bey Eğirdir in kirazlarını 2 yıl önce oradan geçerken tatmıştım ne kadar güzel ve iri olduklarını biliyorum. Keşke zamanım olsa da gelebilsem ama 6 Temmuzda Gürcistan, Ermenistan turuna başlayacağım. İnşallah başka sefere davetinize icabet ederim. Hoşçakalın.
Sil