05 Haziran 2012 Salı
Sabah 08:15 te yoldayız. Bu günkü hedefimiz Zonguldak'a ulaşmak. Ereğliye kadar işimiz kolay ama sonrasında Zonguldak'a kadar yokuşlar ile devam edecek. Kamp yerinden önce Cihan yola çıktı, ardından ben ve Mustafa. Volkan ve Aykut toparlanamadıkları için biraz geciktiler.
Bu günkü yol haritamız.
Find more Bike Ride in Turkey
Akçakocaya girişte kısa bir yokuşumuz var. Kemalle Sakaryadan Akçakocaya geldiğimizde burada oldukça zorlanmıştım, arka tekerde kopan 2 tel yüzünden lastiğim arka freni tamamen iptal etmeme rağmen çamurluğa sürtüp beni zorlamıştı.
Rampayı hızlı çıktığımdan Akçakoca tabelasına ilk ben vardım. Benim özelliğim bu yokuşlarda kendime göre belli bir tempom var yavaş çıkamıyorum. Yavaş çıktığımda kaslarıma daha fazla yük bindiğini hissediyorum. Hızlı çıktığımda bisikletin ataletinden de yararlandığımı düşünüyorum. Kendi gücümü bildiğimden uygun vites ve uygun hızda çıkıyorum. Yol kalitesi çok güzel arkadaşlar da bu durumdan oldukça mutlu.
Akçakocanın içinden geçerken bir kahvehanenin önünde çay daveti alınca durduk. Aslında bizde durup çay içmeyi düşünüyorduk. Ayhan beye daveti için teşekkür ederiz. Ayhan Bey Akçakocanım turizme açılan ilk yerlerden birisi olduğunu ama yanlış politikalarla bu gün oldukça geride kalıp turizmden hak ettiği payı alamadığını söylüyor. Başka bir partiyi desteklemesine karşın şimdiki belediye başkanının bu konuda olumlu adımlar attığını, kendisinin de başkanı destekleyip bu çabaların Akçakocayı tekrar eski parlak günlere taşıyacağına olan inancını koruyor.
Akçakoca çıkışında modern mimari çizgileri taşıyan cami. Beğendiniz mi?
Ardımızdaki yol.
Kemalle geldiğimizde Akçakocanın bu bölgesine gelme şansımız olmamıştı.
Hafif bir rampa çıktıktan sonra düz bir yolla devam ediyoruz.
Her zamanki gibi kendimi kadraja sığdırmayı başarmışım ama arkadakiler yine kadraj dışında kalmışlar. Bu konuda Uğur ve Aykut çok başarılılar.
Güzel bir tünelden geçtik.
Yol çok güzel.
Yine 20 km temposunu korumaya çalışıyoruz.
Alaplıya kadar keyifli bir yolculukla geldik. Tabelanın yanından geçerken durmadan fotoğrafını çektim. Kompakt makine kullanmanın faydası bu işte. Burada çay molası vereceğiz.
Alaplıda çay molasından sonra Ereğliye devam ettik. İkisinin arası aslında fazla değilmiş bilsek Alaplıda durmazdık.
Fotoğraf çekiminden sonra Ereğli içine doğru pedal çevirdik. Öğle yemeğini burada yiyeceğiz.
Bu gemiyi ileriden görünce acaba katamaran mı diye düşünmüş ve bu düşüncemi arkadaşlarla da o anda paylaşmıştım. Gemilerin yanına gelince birbirinin aynısı 2 geminin aynı anda inşa edildiğini gördük.
Liman bölgesinden geçip şehre ilerledik.
Şehir içine geldiğimizde Aykut yoktu. Fotoğraf çekerken bizi kaybetmiş. telefon edip buluştuk. Bu gün karpuz ve peynir yemeye kara verdik. Hep birlikte yol kenarında kaldırımdaki çimenleri yolunmuş alan üzerinde ağaç gölgesinde soframızı kurduk.
Yemekten sonra bizi bekleyen Zonguldak yokuşları için pedala bastık. Volkan ile Cihan yoldaki benzincide ihtiyaç molası vermek için önden gittiler. Mustafa ve Aykut ile birlikte başladığımız dik yokuşta ben yine kendi tempomda çıkarak arayı açtım. İşte aşağıda kalan yol. Yol daha sonra ilki kadar sert olmayan 2 yokuşla devam ediyor.
Arada denizde göründü.
Yolda fotoğraf, ihtiyaç ve su molaları verdim. Su molasında Cihan geldi. Sonrasında birlikte devam ettik.
Bir tesiste mola verdik. Erik ağaçlarından biraz erik yedim.
Baktık arkadan gelen yok Zonguldaktaki ilk benzincide beklemeyi kararlaştırıp yola devam ettik.
Yokuş bitti, Zonguldak göründü.
Zonguldak girişindeki tünel.
Zonguldaktayız burada nerede konaklayabileceğimizi bilmiyoruz.
Benzincide 1 saatten fazla diğer arkadaşların gelmesini bekledik. Burası ilginç bir yer. Aynı yerde neredeyse bütün şirketlerin istasyonları var. Bizim soda aldığımız istasyon görevlileri ileri doğru devam etmemizi orada ormanlık alanda kamp kurabileceğimiz yer olduğunu söylediler. Bu aslında bizim de işimize geliyor en azından bir gün sonraki etabımız kısalmış olacak. Bacak kaslarım ağrıyor aslında bu kadar uzun mesafeleri ara vermeden yapmak yanlış. Planlamada hata yapmışım. Bir gün dinlenebilsek kendimizi toparlayacağız. Zonguldak içine doğru gurup halinde devam ettik.
Zonguldak çıkışında merdivenli sokaklar ve yokuşlar ile karşılaştık. Yokuşlar gerçekten çok zorlu öyle böyle değil. Hele yüklü bisiklet ile çıkmak her baba yiğidin harcı değil. Zaman zaman bisiklet şaha kalkmaya çalışıyor ve buna birde Zonguldak ın akşam trafiği eklendi. Sürekli inip çıkıyoruz. Bir yokuşu çıkarken yan bahçeden çıkan 2 köpek havlayarak geldiler. Baktım hoşt diyerek kurtulamayacağım durdum ve köpekler dönüp gittiler. İşin ilginç tarafı biraz gerimden gelen Cihana hiç bir tepki göstermediler. Yeniden bisikletime bindim ama kaldırmam mümkün olmadı. Yokuş çok dik olduğundan pedallara basınca şaha kalkıyor. Ya inip yokuşu yeniden çıkacağım yada yokuş sonuna kadar iteceğim. İtmeyi seçtim. İleride yol kenarındaki kirazların tadına bakarken Mustafa da geldi ve beraber tadına baktık. Volkan ile Aykut görünürde yoklar yokuştan en çok etkilenen onlar oldu.
Çatalağzına geldik.
Buradan alışveriş yapacağız ve kamp yeri arayacağız.
BİM den alışverişimizi yaptık. Volkanda geldi Aykut hala yok. Cihan bir beye kamp yeri sordu. Adam 3-4 km ileride Göme sahilinde uygun yer var dedi. Yolu da 1. hemzemin geçidi geçip devam edin, 3. hemzemin geçidi geçmeden sola sapın sahilde ücretsiz olarak kamp kurabilirsiniz dedi. 1. hemzemin geçitten bir süre sonra yeniden dik bir yokuş başladı. Yokuşu çıkarken araç sürücüleri korna ile selam veriyorlar bir yerde çabamıza saygı gösteriyorlardı. Yokuş sonunda inişe başladım ve 2. hemzemin geçide geldiğimde sola sapıp sahile ulaştım. Bir süre sonra Mustafa geldi. Cihana ulaşamıyorum ve yol tarifini almasına rağmen 3. hemzemin geçidi geçip devam etmiş. Yolda bisikletli birinin geçmediğini öğrenince geri dönmüş. Cihanda gelince kamp kurmak için sahile yöneldik o sırada bize yardımcı olmak isteye 2 genç bizi bir lokantanın bahçesine götürdü burada Volkan ile Aykuta telefonla sapacakları yeri haber verdim. Volkan ile temas kuramadım. Aykuta telefonla sapacağı yeri haber verdim. Telefonla görüşmem bittikten sonra başımda bekleyen bir bey ve bir hanım benimle tanışmak istediklerini söylediler. Hanım yolda beni gördüklerini en önde benim gittiğimi, çok beğendiklerini söyledi. İyi ama biz yarış veya gösteri yapmıyoruz ki herkes kendi havasında gidiyor demeye çalıştım ama herhalde anlatabilmekte başarılı olamadım. Bloğumun adresini aldılar. Müsaade istedim ve bir baktım Cihan ile Mustafa yok. Hanım herhalde anlaşamayıp ileri gittiler deyince ileride boş bir lokantanın bahçesinde arkadaşlarımı buldum.
Çadırlarımızı kurduktan sonra denize girdik.
Burası çok bakımlı bir yer değil ama denizi güzel.
Bu günkü toplam pedal çevirme sürem:
Tur mesafesi:
Ortalama hızım.
Volkana ulaştığımızda Filyosa doğru gittiğini söyleyince devam et oralarda bir yerde konakla, sabah buluşuruz dedim. Volkan olmadığı için bu gün Aykutu da yemeğimize dahil ettik.
Yarın Amasrada olacağız ve 1 gün dinlenme molası vereceğiz. Amasraya eşimde gelecek. Cihan'a durumu söyleyip yarın az mola ile mümkün olduğunca çabuk Amasraya ulaşmak istediğimi söyledim. Tamam abi merak etme ben gurubu toparlar getiririm dedi. Aykut etapları kısaltmamızı ve nereye gidebilirsek orada konaklamamızı teklif etti ama bu mümkün değil. Yarın mutlaka en azından ben Amasrada olmalıyım ve sonrasında ise Trabzona kadar programda olmamasına rağmen 1 gün mola hakkımız var. Sevgili arkadaşım Oğuz Aydın 15 Haziran için bize otelde yer ayırttı. Sonrasında Aliyle buluşacağımız 3 temmuza kadar program değişiklik yapmaya müsait.
3 kisiden fazla turlarda iletişim kopukluğu cok normal. Ama en azından telefonlar acık olsaydı diye düşündüm. :)
YanıtlaSilRampalar yine bezdirir tiptenmis. Cok iyi anlayabiliyorum.
Sevgiler.