16 Haziran 2012 Cumartesi
Sabah kahvaltıda Cihan'a Alinin Artvine 2 gün önce geleceğini programda değişiklik yapmak için konuşmamız gerektiğini söyledim. Çok iyi olur dedi. 1 Temmuza kadar programımızda istediğimiz değişiklikleri yapabiliriz çünkü kimseye verilmiş bir sözümüz yok. Kahvaltı sonrası nereden kısaltma yapabileceğimize bakmak için programı açtık. Sonuçta Cihan ve Volkan dağa tırmanmak istemediklerini, sınıra bu kadar yaklaşmışken bir an önce Gürcistan'a girmek istediklerini söylediler. Böylece yolumuzu ayırmaya karar verdim. Herkesin beklentilerini karşılayacak turu yapması en doğrusuydu.
Bu günkü yol haritam:
Find more Bike Ride in AkÇAabat, Turkey
Volkan ile otel odasında, Cihan ile bahçede vedalaşıp birbirimize başarılar diledik. Saat 10:30 da yola çıktım.
Programa göre bu gün Uzungöle gitmem gerekiyor ama hala bu konuda kararsızım. Trabzona geldim.
Dün Korkutla geçerken buralar araba kaynıyordu ama bu gün henüz boş.
Trabzon Ayasofya Kilisesi.
Değirmendere. Maçka ve Sümelaya gitmek için buradan sapmak gerekiyor.
Üniversite öğrenimimi tamamladığım Karadeniz Teknik Üniversitesi. Öğrenciliğimde bu kapı yoktu.
Yol dümdüz ve trafik az. Geniş emniyet şeridinde bisiklet sürmek pek çok kişi için keyifli olabilir ama bu yolu hiç sevmedim. İlçelerin yanından geçen sizi insanlarla yüz yüze getirmeyen bir yol. İnişleri ve çıkışları ile yolunda bir şahsiyeti olmalı. Yeri geldiğinde insanı zorlamalı, yeri geldiğinde de ödüllendirip şımartmalı. Bu yolu yüzünüze gülüp arkanızdan dolap çeviren yalaka insanlara benzetiyorum.
Hafifte olsa bir iniş.
Araklı.
Sürmenede 4 yıl öncede uğradığım Yılmaz pide salonuna gidip peynirli pide siparişi verdim. Pide ayran 9 TL.
Uzun göle gidip gitmeme konusunda hala kararsızım.
Dünden beri bu çiçeği arada bir görüyorum ama durup fotoğrafını çekme fırsatı bulamamıştım.
Bu bina Memişoğlu konağı ve altında çay ocağı vardı, oradan seslenip çay içmeye davet ettiler ama teşekkür edip devam ettim.
Sürmeneyi geride bıraktım.
Of a gelince Uzungöle gitmek için sahil yolundan ayrılıp ilçenin içine girdim.
İlçenin bitiminde yol sağa doğru dönerek dereyi takip ederek Uzungöle doğru devam ediyor. Yolda bir süre devam ettikten sonra Uzungöle gitmekten vazgeçtim. Bunun nedeni önümde 40 km yol vardı ve akşam hava kararana kadar Uzungöle ulaşmam zor görünüyordu. Diğer bir nedende daha önce Uzungölü görmüş olmamdı.
Yeniden sahil yoluna çıktım. Bu heykelin olduğu yerden 1-2 km ileride mağara ve bir lokanta varmış. Pileki taşı kolay işlenebildiği için özellikle mutfak eşyası yapımında kullanılırmış ama artık kullanılmıyormuş.
Rizeye geldim.
Sahil yolu Rizede bir ara yukarıdan gidiyor. Burada Aliyi arayıp tura tek başıma devam ettiğimi isterse kendisininde vazgeçebileceğini söyledim ama Ali biletini almış 1 Temmuzda Artvinde olacağını söyledi. Önümde 2 hafta zaman var ve bir yerlerde vakit geçirmem lazım.
Çayelinde arka lastiğim patladı. Az önce yolun kenarındaki kırık cam parçalarının kaçamayıp üzerinden geçtim. Lastiği yamadım ama yine şişiremeyince yedek iç lastiği taktım. Yükü boşaltmadan tekerleği bu şekilde söküyorum. Bisikletim disk frenli olsa herhalde bu şekilde tamirat yapamam. Bu lastiğimin ilk patlayışı.
Çayeli.
Değişik minaresi ile bir cami.
Çayelinde marketten alışveriş yaptım. Makarna, çorba, ekmekten daha az yer tutup ambalajında bayatlamayacağı için lavaş, peynir aldım.
Gözlerin karayemiş türküsünde adı geçen Melyata buradan gidiliyormuş.
Pazara geldim.
İlçe çıkışında sağa sapıp fırtına deresinin yanından Aydere doğru gideceğim.
Bu saatten sonra Aydere çıkamam, dere kenarında uygun bir yerde kamp kuracağım.
Dere oldukça hızlı akıyor.
Dere kenarında uygun bir düzlüğü gözüme kestirdim.
Yolun karşısındaki rafting şirketinin önünde oturan arkadaşa karşıda konaklayacağım sizin için bir mahsuru var mı diye sordum. Yok ama bekle patron gelsin konuşalım izin verirse içeride kalırsın dedi. Beklemeye başladım.
Uzun bir bekleyişten sonra arkadaşa gidip ben içeride kalmaktan vaz geçtim çadırımı kurup dinlenmek istiyorum dedim. Genç arkadaş bekle neredeyse patron gelir hırlısı var, hırsızı var sarhoşu var başına musallat olurlar dedi. Sonunda patron geldi yan taraftaki kapalı yeri gösterip çadırını buraya koyabilirsin. Kamera sistemi ile burası gözleniyor emniyette olursun, tuvalet ve su arka tarafta başın sıkışırsa yazılı telefonu ara 24 saat açık 10 dakikada gelirim dedi. Teşekkür edip çadırımı gösterilen yere kurdum. Dükkanı kapatıp gittiler. Yemeğimi hazırlarken hava karardı ve yıllar sonra ilk kez ateş böceklerini yeniden gördüm. Dışarıdaki masayı yemek yemek için kullandım. Yemeğimi bitirirken şiddetli bir yağmur başladı. İyiki bekleyip çadırımı buraya kurmuşum dedim. Yarın Zilkaleye gitmeyi düşünüyorum, tabi hava açarsa. Abca Raftingin sahibi ve çalışanına çok teşekkür ederim.
Pedal çevirme sürem:
Bu günkü tur mesafesi:
Ortalama hızım:
En yüksek hızım:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder