GÜRCİSTAN ERMENİSTAN BİSİKLET TURU 7. GÜN ECHZIMENDIN - YEREVAN
12 Temmuz 2013 Cuma
Gece dışarıdan gelen seslerle uyandım. Gözlüğümü takıp saate baktım 03:30 du. Ses bizim kaldığımız tarlanın sınırını oluşturan ağaçların arkasındaki alandan geliyordu. Bir kadın bağırarak söyleniyordu. Ardından bir araba kapısının çarpılma sesi geldi. Belli ki tartışma vardı. Erkeğin sesi belli belirsiz geliyordu. Konu beni ilgilendirmediği için çıkıp bakmadım ama aklıma kötü senaryolar takıldı. İster misin bu tartışma sonunda taraflardan birisi diğerini öldürüp kaçsın ve polis bizi şüpheli sıfatı ile göz altına alsın. İşin yoksa suçsuzluğunu kanıtlamak için uğraş. İyi duyan sol kulağımın üstüne yattım ses kesildi. Bir süre sonra uyumuşum.
Sabah uyandığımda saat 05:30 olmuştu hemen fotoğraf makinemi kapıp kafamı çadırdan dışarı çıkardım ve başımı Ağrı dağına doğru çevirdim ama sisten dağ hiç görünmüyordu. Hayal kırıklığına uğrayıp yeniden yattım. Bu gün çok erken kalkmamıza gerek yok Erivana yaklaşık 30 km yolumuz var.
Kahvaltıdan sonra hazırlıklarımızı tamamlayıp bisikletlerimizi yükledik. Gece kadının bağırmasını Hakan da duymuş. Erdal hiç bir şey duymadığını söyledi. Kamp yaptığımız yerin önünde bisikletimi görüntülerken diğerleri yola çıkmıştı bile.
Sabah yola çıkmadan önce Hakan'a Echzimendiye girecekmisiniz diye sorduğumda kiliseden bol bir şey yok girmeyelim demişti. Echzimendin girişini geçtim.
Hakan ve Erdala yetiştim ama az sonra yan taraftan çıkan birkaç köpek havlayarak saldırdılar. Ben hemen pedallara basıp Hakanı köpekle arama siper yaptım. Her ikimizde köpekleri korkutmak için avazımız çıktığı kadar bağırıyorduk bu arada Hakan bir yandan da sağ ayağını sallayıp köpeği yaklaştırmamaya çalışıyordu.
Bu saldırıyı atlattıktan biraz sonra yeni bir saldırıya maruz kaldık. Aynı manzara tekrarlandı. Bu arada köpekten kaçacağım diye o günkü en yüksek hıza ulaşmışım. Sabah sabah peş peşe 2 saldırı hiç çekilmiyor. Saldırılardan yılan Hakan sol şeride kaçtı. Hakan gel buraya araba çarpacak diyorum ama Hakan gelmemekte kararlı. Bir süre sonra sağa geçmeye kalktığında ise arkadan gelen arabanın altına girmekten son anda kurtuldu. Erdal o anı fotoğrafınızı çekecektim ama gülmekten çekemedim diye anlattı. Köpekler yine Erdal'a saldırmamışlar.
Daha sonra Hakan'a Echzimendiye girseydiniz o yoldan geçmeyecektiniz köpeklerde saldırmayacaktı dedim.
Burada rezervasyon yaptırdığımız Theatre Hostel in adresini sorup öğrendik. Bu konuda en büyük yardımı İranlı Azeri asıllı çiftten gördük. Adam cep telefonunun harita servisi ile adresi sorgulayıp ekranda yerini gösterdi. Caddeyi bulduk ama 2. girişi bulamıyoruz. Bir yandan hosteli telefonla ararken diğer yandan Erdalı 2. girişi aramaya gönderdim. Hepimizin caddede bir aşağı bir yukarı dolaşmamıza gerek yok. Erdal Rusça konuşabildiği için adresi bulmada bize göre daha şanslı. Sonunda 2. girişi ve Hosteli bulduk.
Hosteldeki odalarımız henüz hazır değil. Ancak 03:00 ten sonra giriş yapabileceğiz. Bisikletlerimizi ve eşyalarımızı bırakıpduş aldıktan sonra şehri gezmeye çıktık. Banyoda çamaşır yıkamak yasakmış. Yarın sabah makinede yıkayabileceklerini söylediler. Havluma varana kadar her şeyimi kirliye ayırdım. Hazır bedava makine bulmuşkan yıkatayım.
Kilise Tiflisteki kiliseyi andırıyor.
Burada ana caddedeki binaların giriş kapıları ön tarafta değil. Ön tarafta sadece dükkan girişleri var. Binalara bu geçitten arka tarafa geçip ulaşabiliyorsunuz. Bu geçitten geçtikten sonra aynı zamanda binanın arkasındaki evlere de ulaşıyorsunuz. 1., 2. geçit dedikleri buymuş.
Bir sokağın yanından geçerken baktık açık hava tezgahları var biraz bizim Mahmutpaşayı andırıyor. Erdal girip bir bakalım dedi. Hakan girmeyelim dedi. Bende girelim deyince girdik.
Burada yok yok. Gıda hariç giyim, kozmetik ve el aletleri üzerine aklınıza gelen her şey var. Çıkışımız girişimiz kadar kolay olmadı. Hem kalabalık hem çok uzunmuş.
Shawurma bizim bildiğimiz döner. Tavuk, dana ve domuz etinden hazırlanmış dönerler var siz hangisini hangi büyüklükte istiyorsanız kasaya söyleyip ödemenizi yapıyorsunuz sonrada gidip siparişinizi alıyorsunuz. Shawurma kesilen döneri lavaşın içine koyup içine daha önce hazırlanan maydanoz, biber, soğan, domates, salatalık, mayonez, ketçap gibi katkıları sizin isteğinize göre koyuyorlar. Sonrada dürüm haline getirip veriyorlar. İçecek ve patates isterseniz onun için ayrıca ödeme yapıyprsunuz. Shwarma 650 AMD dan başlıyor. Kola veya ayran ki burada tan deniyor 250 AMD. bir kola bir shwarmaya 900 AMD (yaklaşık 4,5 TL) ödeyip pek ala doyuyorsunuz. Ayrıca bizim Adana, Urfa kebap gibi şişler hazırlanmış. Bunu alırkende kuzu, dana ve domuz seçeneklerinden istediğinizi seçiyorsunuz.
Fotoğraf çekerken orada bulunan birkaç kişi konuşmalarımızdan Türk olduğumuzu anlayıp bizimle konuşmaya başlamışlar. Bir anda ortalık hareketlendi. Ne kadar çok Türkçe bilen varmış. Bu arada ortaya çıkan İran vatandaşı bir Azeride hipnozcu olduğunu dünyanın çeşitli yerlerine gidip konferanslar verdiğini söyleyip lafa karıştı. 2 şerli 3 erli guruplar halinde herkes bir şeyler konuşuyor. Hakan ailesi zamanında Türkiyeden Lübnana göç eden Ermeni Jousef tarafından yakın markaja alınmış durumda.
Erdal ise Ninesi Erzurumda kadının annesi dışındaki bütün çocuklarını kaybeden çiçekçi kadın tarafından markajda tutuluyor. Bu arada kadının tanıdığı teakwondo şampiyonu da yanlarında.
O da İstanbula şampiyonaya gelecekmiş telefon numarası alış verişi yapıyorlar. Arka planda da hipnozcunun eşi ve hanımı. Çiçekçi kadın hikayesini anlatırken göz yaşlarına boğulup Erdala sarılıp ağlamaya başladı. Erdalda duygulandı. Doğrusu bu ya böylesine bir manzarayı hiç birimiz beklemiyorduk.
Burada daha önce Stalin heykeli varmış. Sovyetler Birliği çöktükten sonra Ermenistan o heykeli indirip yerine bu heykeli yerleştirmiş. Heykelin altında birde müze var. Giriş ücretsiz. Fotoğraf çekmek 500 AMD, rehber 500 AMD.
Birer Lahmacun söyledik. Lahmacunun fşyatı 750 AMD içecek 250 AMD. Toplam 1100 AMD. Hesabı yanlış yaptığımı düşünüyorsanız hemen ekleyeyim. Ermenistanda size garson hizmet ediyorsa hesaba %10 garsoniye ekleniyor. Lahmacun Antep usulü olduğu için soğan yerine sarmısak kullanılmış. Oldukça başarılı, incecik hamuru çıtır çıtır. Burada içli köfte, su böreği gibi bizim damak zevkimize uygun yiyecekler var.
Sarkis bey herhalde garsondan bizim Türkçe konuştuğumuzu öğrenip masamıza geldi. Dedesi Antepten Halep e göç etmiş. Daha sonra Erivana gelmişler. Türkçe ana babalardan evlatlara devam etmiş. Oldukça iyi Türkçe konuşuyor.
Hakan ile Erdal geldiler. Yarın İstanbula otobüs varmış. Hakan sabah o otobüsle dönecek. Fiyatı 60 $ mış. Hava kararınca dışarı çıkmaya karar verdik ama saat 21:30 olmasına rağmen bir türlü toparlanıp dışarı çıkamadık. Son olarak Hakan bilgisayarın başına oturdu facebookta yazışıyor. Baktım bir türlü çıkamıyoruz kendi başıma çıkmaya karar verdim. Böylesi daha güzel olur herkes kendi macerasını yaşayıp değişik yerler görürler. Hostelden ana caddeye çıkıp hiç gitmediğimiz sol tarafa yürüdüm. Az ileride bir meydan vardı.
Klasik müzik ancak bu şekilde sevdirilebilir kanımca. Bizde bir zaman olduğu gibi radyodan belli zamanlarda klasik müzik çalarak değil. İnsanlar hem eğleniyor hem müziğe aşina oluyor.
Bir Türk markası bisikletin Erivanda Trek gibi bir dünya markasının yanında yer bulup satılması insanı gururlandırıyor. Salcanoyu bu piyasaya girip belli bir pazar payı yakaladığı için kutluyorum. Gündüz birkaç gencin altında Salcano bisiklet görmüştüm.
Orhan abi müthiş bir gözlemcisin. Turun bu kısmını yeniden yaşadım ,teşekkürler :)
YanıtlaSil