GÜRCİSTAN ERMENİSTAN BİSİKLET TURU 3. GÜN DIDACHARA - ATSKURI
8 Temmuz 2013 Pazartesi
Sabah 06:00 ekibi uyandırdım. Hakan zaten uyanmış ama Erdal hala uyuyordu. Ben turlarda mümkün olduğunca erken yola çıkmaktan yanayım. Hedefe erken varıp kalan zamanı dinlenmek ve çevre gezisi ile değerlendirmeyi prensip edinmişimdir. Geç kalkan, bir türlü toparlanamayan yol arkadaşlarına hiç tahammülüm yok. Dışarıda sis var ve bulutların arasında olduğumuzdan hava hafif çiseliyor. Matımı, uyku tulumumu katlayıp kılıflarına soktum ve çantama yerleştirdim. Ardından giyinip kahvaltı için masanın başında yerimi aldım. Hakan ve Erdal da geldiler. Hopada BİM den aldığımız kapalı kutudaki zeytin nasıl olduysa yağ sızdırıp Hakanın çantasındaki eşyaları yağlamıştı. Bu sefer benim yiyecek torbamın içini yağ içinde bırakmış. Kahvaltıdan sonra çadırlarımızı toplayıp eşyalarımızı bisikletlerimize yükledik.
Bu günkü yol planımız Akhalkalakiye ulaşmaktı ve devamında Borjomi, Bakuriani üzerinden gidip 2500 metrelik bir yüksekliği aşarak Akhaltsikheye ulaşıp oradan da Akhalkalaki - Vardzia - Akhalkalaki etabini yapmaktı. Yola çıkmadan önce Hakan ve Erdala dağa tırmanmak istemiyorsanız Alternatif yol olan Akhalkalaki - Vardzia ve Vardzia - Akhalkalaki - Madatapa gölü etabını yapabileceklerini söyledim, kabul ettiler. Onun için ben mümkün olduğunca ileri gidip 3 günlük yolu 2 günde geçmeyi deneyeceğim. Aksi takdirde arkadaşlarım 1 gün beni bekleyecekler. Yola çıkıp 2 veya 3 gün sonra buluşmak üzere vedalaştık.
Artık stablize bir yolda ilerliyoruz. En azından Goderdzi geçidine kadar bu yolda gideceğiz. Umarım geçitte yol düzelir, bozuk yolda inmektense yokuş çıkmayı tercih ederim.
Dün akşam yıkandığımız dereden uzaklaşıyoruz. Derenin karşısında bir elektrik santralındaki köpek bizi görüp havlayarak koşmaya başladı. Allahtan aramızda dere var. Onun için hiç tınmıyorum ama bir ara köpeğin dereye girip suyu geçmeye çalıştığını görünce gelirse ne yaparım diye düşündüm. Yol kenarındaki taşları görünce rahatladım. Eğer suyu geçip bize ulaşırsa bu hayvanı kesinlikle taşlayıp doğduğuna pişman edeceğim. yeter artık nedir bu köpeklerden çektiğim.
800 metre sonra Didachara yol ayrımına ulaşınca ne kadar isabetli bir konaklama planı yaptığımı anladım. Sanki daha önceden buralara gelip keşif yapmış gibiyim. Köpekten sonra bir süre daha yokuş çıkıp ardından indik ve bir benzin istasyonunun yanından geçtikten sonra bir köprüye ulaştık.
Bu günkü etapta geçide kadar 3 yokuş var. İlk 25 km de 24,2 km yokuş çıkacağız. Bunlardan ilki olan ortalama % 5,5 eğimli 7 km lik yokuş başladı. Vitesimi kontrol ettiğimde arka dişlinin bu gün 1 e geçmediğini fark ettim. Dün 2 yi atlayıp 1 e geçiyordu, bu gün ise 1 geçmeyip 2 de kalıyor. Umarım 1. dişliye ihtiyacım kalmaz.
Sonunda yolun kenarında %10 eğim tabelası göründü. Ben böyle % 10 görmedim. Bütün deliklerimi açtığım halde siboplar egzost gazını boşaltıp taze hava almaya yetmiyor ki yanma gerçekleşip enerji açığa çıksın. Bu nasıl bir eğimdir böyle. Zemindeki taşlar ve bozukluklar adet eğimi daha da arttırıp çıkışı zorlaştırıyor. Enerjim bitti, bisikletin üzerinde güçlükle durabiliyorum. Önümde az bir yokuş kaldı ama bende hal kalmadı. Sonunda bisikleti kenara atıp yemek yemeğe karar verdim. O bakkaldan bisküvi alsaydım şimdi burasını birkaç bisküvi ile atlatabilirdim.
Dışarı çıktığımda tanıdık bir sesle irkildim birde baktım ki Erdal ve Hakan karşımdalar. Nereden çıktınız siz diyerek şaşkınlığımı belirttim. Bu seferde bizimkiler bir tomruk kamyonuna binip gelmişler. Güya ben arayı açıp bunlardan uzaklaşacaktım ama ellerinden kurtulmaya imkan yok.
Bisikletlerimizi durağa yasladık. Bir karpuz alıp yemeye karar verdik. Çeşme başında karpuzu yerken bu günkü geyik konusu da tomruk kamyonuydu. Hakan yokuşlardan bezik gelen kamyonu durdurmuş. Her ne kadar dil olarak anlaşamasalar da işaretle derdinin tepeye çıkmak olduğunu söylemiş. Adamlar da onu alıp az ileride durmuşlar. Meğer tomruk biçip aracın arkasındaki römorka yükleyeceklermiş. Testere arıza yapmış, tamir etmişler işi bitirip yola çıkmışlar. Yolda durup Erdalı da almışlar. Hakan o anı ballandıra ballandıra baktım Erdal beni görünce sevinçten gözleri parladı, hemen arabaya bindi diye anlatıyor. Erdal yine sinirlenip karşı çıkıyor. Bunları anlatmayın diye tepki gösteriyor. Bende bu camiada bilinen nice ünlü turcu kamyonete binip o anı yazılarında yazıyorlar bunda ne kötülük var diyorum. Neticede olan bana oldu, bundan sonra Akhaltsikheye kadar onlardan kopmam mümkün değil çünkü yokuş aşağı benden daha hızlılar.
İleride Hakana yetiştim. Daha önce bu tür yollarda 2 kez bagaj kırmış tecrübeli birisi olarak temkinli inmeyi tercih ediyorum. Hakanda benim gibi temkini elden bırakmayanlardan.
Benim düşünceme göre ben inerken Hakan sabit duracak, gerekirse zum yapıp fazla uzun olmayan bir video çekecek. Ama onun düşüncesi farklıymış. Oda peşimden gelirken bir yandan da video çekmeyi kurgulamış ama yokuş aşağı gittikçe hızlanarak giden bisikleti tek elle kontrol etmek pekte kolay değildir.
Hakan düşme tehlikesi atlatmasına rağmen verilen görevi başarmak için yeniden denemiş ve bu sefer daha başarılı olmuş.
Biz güle oynaya inerken yolda bekleyen Erdal ile buluştuk, ardından karşımıza bir şelale çıktı.
Zarzma kilisesine giden yol sapağına geldik. Burası programımızda var. Önümdeki Hakan'a seslendim ama girmek istemediğini söyleyip devam etti. Kısa fakat dik çıkışa doğru bisikletimi sürdüm ama mıcır üzerinde ilerleyemeyip durmak zorunda kaldım. Bisikleti iterek güçlükle yola ulaştım ama mıcır devam ediyordu ve 1 km ilerideki kiliseye bisikleti iterek gitmek hiçte kolay değildi. Bisikleti emanet edebileceğim kimse de yoktu. Bende vazgeçip Hakanın peşinden devam ettim.
Yolda bir süre sonra Hakan Erdalı bekleyeceğini söyleyince ben devam ettim. Akhaltsikheye yaklaştığımda yol kenarındaki vişne ağaçlarından topladığım meyveler ile hararetimi giderdim. Kavşaktan Akhaltsikheye doğru devam ettim. Yolun bundan sonrasını geçen yıl Valeden gelirken de katetmiştim.
Akhaltsikhede Smart marketten ekmek alıp internete bağlandım. Smart marketleri çok seviyorum. Bedava wi-fi bağlantısı var ve çalışanlarının hemen hepsi İngilizce bildiğinden iletişim zorluğu çekmiyorum. İnternetten yer bildirimi yapıp vakit kaybetmeden yeniden yola devam ettim.
Amacım Akhaltsikheye 55 km mesafedeki Borjomiye gidip geçen yıl kalmadığımız milli parkın girişinde konaklamaktı ama rüzgar ve saatin ilerlemesi nedeniyle park girişinde görevli bulamama endişesi ile geçen yıl Ali ile öğle yemeği yediğimiz Atskuri kalesinin önündeki nehrin kenarında konaklamaya karar verdim. Borjomiye kadar gidebilseydim çok iyi olacaktı.
Sonunda geçen yılki yerde konaklamaya karar verdim.
Çadırımı kurup derede duşumu aldım. Akşam yemeğimi yiyip çadıra girdim. Telefonumun hava durumunu kontrol ettiğimde önümüzdeki 2 gün yağmur gösteriyordu. Yağmurda o dağı 2 günde aşmam zor olabilirdi. Hele birde bu günkü gibi mıcırla karşılaşırsam işin içinden çıkamayabilirdim. Erivanda hostellerde yer bulmak zor olduğundan 12 ve 13 Temmuz için rezervasyon yaptırmıştım. Yaptırmaya yaptırdım ama yanlış hesap yaparak gitmeyi hedeflediğimiz günden 1 gün önceye rezervasyon yaptırmışım. Bu durumda ya Vardziaya gitmekten vazgeçmem gerekiyordu yada geri dönüp arkadaşlarla devam etmem gerekiyordu. Biraz canım sıkıldı ama ne yapacağıma sabah karar verme kararı aldım.
Bu günkü tur mesafesi: 101 km.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder