1 Ağustos 2014 Cuma

YOLCULUK BAŞLIYOR

14 Haziran 2014
2 yıl önce Kaçkar da tanıştığım arkadaşımın cesaretlendirmesi sonucu bu yaz İsviçreye gitmeye karar verdim. 2 kış elime geçen üç beş kuruşla CHF (İsviçre frangı, €, $ alıp kenara koydum. Aylar öncesinden gidiş dönüş uçak biletlerimi aldım.

Geçen yılın son günlerinde bir arkadaşımın Facebook ta paylaştığı dünyadaki en iyi 10 bisiklet parkuru arasında 2. sırada yer alan İtalyadaki Passo della Stelvio geçidini görünce acaba buraya gidebilir miyim diye bir düşünce geçti aklımdan ve geçidi araştırmaya başladım.
İsviçredeki arkadaşım bisikletini de getirip burada tur yapabilirsin deyince neden olmasın deyip Stelviodan geçecek şekilde rota araştırmaya başladım.
İrfan ben de gelirim deyince birlikte araştırmalara başladık. İzlediğimiz videoları, hazırladığımız haritaları birbirimizle paylaşmaya başladık. Önümde vize gibi ciddi bir engel vardı. Daha önce hiç schengen vizemin olmaması, emekli, maaşımın dışında hiç bir gelirim ve mal varlığım olmaması işi ciddi anlamda zorlaştırıyordu.
Dostların yardımı ve şansım ile bu engeli de aştım ve sonunda yola çıkma günü geldi. 2 gün öncesinden bisikletimi ve eşyalarımı hazırladım.
Kimden Yolculuk başlıyor
Sabah oğlum eşimle beni Sabiha Gökçen hava alanına gitmek üzere Taksimdeki Havataş otobüs durağına bıraktı.
Kimden Yolculuk başlıyor
Hava alanına gelince eşyalarımızı taşımak için araba almaya gittiğimde görevli arabanın 1 € veya 3 TL karşılığında alınabildiğini söyledi. 3 TL yi verip arabayı aldım. Paranız yoksa araba da yok. Oysa Atatürk hava limanında arabanın kumbarasına 1 TL veya 1 € koyup arabayı alıyorsunuz, geri götürdüğünüzde paranızı geri alıyorsunuz.
Eşyalarımızı arabaya yükleyip güvenlik kontrolünden geçtik. Bu işlemden oldum olası nefret ediyorum. Bütün metal eşyaları çıkar, kemerini çıkar, gözlüğünü çıkar kontrolden geç sonra yeniden eşyaları ceplerine yerleştir, kemerini, gözlüğünü tak.
Pegasus hava yollarının bankosuna biniş kartımızı almak için gittik. Görevli önündeki ekrana bakıp bisiklet taşıma talebiniz var dedi. Evet dedim bisiklet çantada. Uçak ile yurt dışı uçuş yapacaksanız en az 1 hafta öncesinden şirketi arayıp bisiklet taşıyacağınızı bildirip rezervasyon yaptırın aksi taktirde bagajda yer yok deyip sizi ve bisikletinizi kabul etmeyebilirler. Biz yine konumuza dönelim. Görevli bisiklet için 120 TL rica edeyim dedi. Bisikletimi bildirirken telefondaki görevliye kart numaramı verip ödemeyi yapmıştım. Görevliye ödemeyi yaptığımı söyledim bende yapılmadı görünüyor dedi. telefonla başka bir yeri aradı. Bu arada ben evi arayıp oğluma ekstreyi kontrol etmesini söyledim. Belki ben yanılıyordum. Sonuçta görevlinin konuştuğu kişi de ödenmemiş deyince arkamda bekleyen insanları da düşünerek uzatmaya gerek yok ben yeniden ödeyeyim dönüşte kontrol ederim mükerrer ödeme varsa paramı geri isterim dedim. Üzerimde yeterli TL olmadığından kartla ödemeyi yapacağımı söyleyince görevli beni diğer uçtaki başka bir memura yolladı. Kart ödemesini orada yapabiliyormuşum, ödemeyi yaptıktan sonra geri gelecekmişim.
Diğer tarafa gidip kuyrukta beklemeye başladım. Bir süre sonra beni yollayan görevli koşarak geri geldi ve beyefendi özür dilerim ben yanlışlıkla eşinizin adına bakmışım, sizin adınıza bakınca ödemenin yapıldığını gördüm gelin dedi. Geri dönüp biniş kartımızı aldık. Zaman kaybetmemek için pasaport kontrolünden geçmeye yöneldiğimizde eşim biniş kartımı verdi. Senin kartın nerede dite sordum, başka kart yok dedi. Baktım kart bana aitti. Git kartını al görevli hanım vermemiş deyip onu geri yolladım. Hanım efendi ben vermiştim diyormuş ama ortada kart yok sonunda bastırıp kartı vermiş ve eşimde kontrolden geçip yanıma geldi.
Uçak yolculuğumuz çok rahat geçti. İnsanlar genellikle Pegasus'u su, yastık ve battaniye bile parayla diye eleştiriyorlar ama şirketin politikası bu ve bizler de bunu bilerek biletlerimizi alıyoruz. Üstelik benim gibi aylar öncesinde biletinizi aldığınızda çok cazip fiyatlarla uçma imkanını da yakalamış oluyorsunuz. Arada bir bloguma düşük getirili de olsa reklam vererek turlarıma katkıda bulunan Pegasus'a ve diğer reklam verenlere bu vesile ile teşekkür ediyorum.
Planlanan zamanda Zürih'e indik. Pasaport kontrolü ve bagaj alımından sonra çıkışta arkadaşımız bizi karşıladı. Zürih hava alanında yük taşıma arabalarını kullanmak bedava üstelik arabayı kullandıktan sonra belli bir yere bırakmanız için kullanılan 1 TL, 1 €, 1  gibi depozito uygulaması da yok. Bu çok önemli çünkü o ülkeye ilk kez geliyorsanız cebinizde bozuk para olmaması kuvvetle muhtemel ve dolayısı ile arabayı almak için para bozdurma sıkıntısı yaşıyorsunuz. Daha hava alanına inmemle birlikte İsviçre benden ilk olumlu puanı aldı, bakalım ilerleyen günlerde izlenimlerim nasıl olacak.
Kimden Yolculuk başlıyor
Sonunda Zürih e gelmiştik ve çok mutluyduk.
Kimden Yolculuk başlıyor
Arkadaşımızın arabası ile Almanya sınırına yakın bir köydeki evine gittik.
Kimden Yolculuk başlıyor
Akşam üstü çevreyi gezmeye çıktık. Köy dedimse bizdeki köylerle ilgisi yok. Sadece ahırların önünden geçerken kokuyu hissedip köyde olduğunuzu anlıyorsunuz.
Kimden Yolculuk başlıyor
Eski evler son derece bakımlı ve koruma altında.
Kimden Yolculuk başlıyor
Bizde de eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı mantığı hakim. Yıkıp yerine yenisini yaptırıyoruz.
Kimden Yolculuk başlıyor
Kimden Yolculuk başlıyor
Köy ren nehrinin oluşturduğu Bodensee nin güney kenarında. Karşı kıyılar ise Almanya.
Kimden Yolculuk başlıyor
Avrupalılar çiçeğe çok önem veriyorlar ve ben bu zevklerine hayranım.
Kimden Yolculuk başlıyor
Bir bahçenin girişindeki posta kutusu ve taşlardan oluşturulmuş figür.
Kimden Yolculuk başlıyor
1700 lerin sonundan kalma binanın bu kapısından kim bilir kimler girip çıktılar.
Kimden Yolculuk başlıyor
Market alışverişi ve akşam yemeği için gölün karşı tarafına Almanyaya geçtik. Avrupada Pazar günleri her yer kapalıymış onun için bu günden alışveriş yapmamız gerekiyor.
Kimden Yolculuk başlıyor
Kimden Yolculuk başlıyor
Uzun zamandır bir Sony fotoğraf makinesi almaya niyetleniyordum. Son olarak bir kaç ay önce Sony Nex-6 modelinde karar kılmıştım ama kısa süre önce Nex serisinin üretiminin sona erdirilip yerine Alpha serisinin üretildiğini öğrenince Sony Alpha 6000 almaya karar verdim. Almanya tarafındaki Konstanz şehrine geçip Media Market mağazasına gittik, fotoğraf makinesi vardı, fiyatı 750 € du. Almaya karar verdim ama iş ödemeye gelince kredi kartı kabul etmediklerini, nakit veya para kartı kabul ettiklerini öğrenince vazgeçtim. Ben yola çıkmadan makinenin parasını kredi kartıma $ olarak yatırmıştım. Elimdeki nakti makineye verince her şeyi kredi kartı ile almak zorunda kalacaktım. Aklınızda bulunsun Almanyada teknoloji mağazaları kredi kartı kabul etmiyor ve günlük hayatta da ödemeler genellikle nakit veya debit kart dedikleri para kartı ile yapılıyor. Hatta bazı hava yolu şirketleri kredi kartı ile bilet alımlarında fiyatı arttırıyorlarmış. Kredi kartınız ile tren, otobüs bileti alabiliyorsunuz.
Market alışverişinden sonra arkadaşımız bizi göl kenarındaki eskiden Almanyanın aralarında sirk çadırlarının da olduğu en büyük çadırlarını yapan fabrikanın şimdi restoran olarak kullanılan binasına götürdü. Bahçede göl kenarında bir masada yemeğimizi yedik.
Fabrikadan kalma çadır dikiminde kullanılan dikiş makinesi.
Kimden Yolculuk başlıyor
Yemekten sonra eve döndük. Buradaki programımız ay sonuna kadar eşimle sırt çantası ile gezeceğiz. Ay sonunda sevgili dostum İrfan ile Niyazi Belçikadan gelecekler ve eşimi Türkiyeye yolladıktan sonra İrfanla birlikte tura başlayacağız. Niyazi bizi araba ile takip edecek. Sırt çantası ile gezdiğimiz yerleri ilerki günlerde e dergi formatında yayınlamayı düşünüyorum. Bisiklet kısmını ise burada yayınlayacağım.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder