26 Nisan 2012 Perşembe

İSTANBUL - GÜMÜŞPINAR

25 Nisan 2012 Çarşamba
Sezerden gelen 23 Nisan tatilini değerlendirerek kamplı bisiklet turu yapma talebi üzerine birkaç seçenek sıraladım ve Kıyıköye gidip dönmeye karar verdik. Uzun zamandır bisiklete binmediğimden bu benim için iyi bir antrenman ve kendimi deneme fırsatıydı.
Yaptığım programa göre 1. gün Eminönünde buluşup Arnavutköy, İhsaniye üzerinden Kıyıköye gidip orada konaklayacaktık. 2. gün ya İğneada tarafına doğru pedal çevirip Panayır iskelesine gidip geldikten sonra Aksicim, Kastro Koyu turu yapacak yada sadece Aksicim Kastro yapacak hatta geceyi de orada geçirecektik. 3. Gün ise Çatalca üzerinden E5 e çıkıp geri dönecektik.
Hazırlıklar yapıldı, hava durumu yakından takip edildi. Çorludan arkadaşlarda bu tura katılacaklardı ve kendileri ile ilk kez karşılaşıp tanışacaktık.

21 Nisan sabah Eminönünde Kadıköy iskelesi önüne geldiğimde kıyıya yanaşan gemiden Sezer indi. Kemal hala Kadıköydeydi ve Eminönü gemisini kaçırdığından Karaköye geliyordu.
Köprünün sonuna gelip Kemali beklerken saatimin altimetresini deniz seviyesine göre ayarladım ama bu alet hava basıncına göre çalıştığı için basınç değişimlerinde doğru ölçüm yapamıyor.



Hava bulutlu, yağış ihtimali var ama biz yağmayacağı umudunu taşıyoruz. Daha doğrusu öyle olmasını istiyoruz. Unkapanından ilerleyip Bozdoğan kemerini geçerken iri damlalar düşmeye başladı. Sezerin teklifi ile Macar Kardeşler Caddesine bağlandığımız noktadaki parkta ağaçların altına sığındık. Eşyalarımızı, çantalarımızı poşetledik. Yağmur hafifleyince daha fazla dayanamayıp yola koyulduk. Yolumuz uzun ve zor, vakit kaybetmek istemiyoruz. Serin havada keyifle pedal çevirerek ilerlerken Karadeniz Mahallesine gelirken yağmur bir kez daha başladı. Yağmurluklarımızı giymek için durduğumuzda iyice şiddetlendi hemen bir dükkanın tentesi altına sığınıp giyindik.



Altıma yağmur pantolonu, üstüme yağmurluk giydim.


Herkes hazırlıklarını yaptı ama göz göre, göre bu yağmurda pedal çevirmenin bir anlamı yok, çaresiz hafiflemesini bekleyeceğiz.


Yağmur hafifleyince devam edelim dedim ve yola çıktık. Tekerlekten sıçrayan sular bir anda ayakkabılarımın içine girdi. Yağmurdan kurtulmak pek mümkün değil.
Sultançiftliğinde bekleyen Murat ve Atillanın da katılımı ile gurup tamamlandı, yola koyulduk. Şamlar ormanı kavşağındaki benzincide çay molası verip çaylarımızı içtik.


Murat Çorludan gelenlerden İsmail ile görüşmüş onlarda şiddetli yağmur nedeniyle bekliyorlarmış. Artık gidelim deyip bisikletlerimize binmiştik ki Sezer arka lastiğinin patladığını fark etti.


Lastik tamiri esnasında dışarıda adeta gök yarıldı müthiş bir yağmur başladı.



Lastik tamirinden sonra Yağmurun durması için bekleyişimiz sürdü. Saat 11 i geçtikten sonra yeniden yoldaydık. Arnavutköyü geçtikten sonra trafik azaldı, yeşillikler başladı. Artık doğanın kucağındaydık.



Yemek molası için Kestanelik'i önermiştim. İsteyen bakkaldan bir şeyler alabilir, isteyen çorbacıda çorba içebilirdi ama yolda kaybettiğimiz zaman nedeniyle yemek molasını Yassıörende verdik.


Çorludan gelenlerde yola çıkmışlar Saraya varmışlardı. Bakkaldan aldıklarımızla karnımızı doyurup pedalları çevirmeye başladık. Bu yoldan daha öncede geçtiğim için zorluğunu çok iyi biliyordum. Bir yandan soğuk asfaltın sürtünme direnci, diğer yandan iniş ve çıkışlar insanı oldukça yıpratıyor. Yemek sonrası yeniden yola koyulduk. Doğanın renkleri, kuşların sesleri bizleri mest ediyordu. Gördüğümüz renk cümbüşüne dayanamayan Sezer biraz daha yakından fotoğraf çekmek için yol kenarındaki toprak zemine daldı ve tabi çamura battı.


Görüntüdeki topraf zemini ortadan kaldırmak için bende peşinden gidecektim ama Sezer abi gelme sende batarsın diye uyardı. Bende zoom yaparak görüntü almakla yetindim.


Sezer'in çektiği fotoğrafı çok merak ediyordum. Eğer sizde merak ediyorsanız işte görüntüler, nasıl güzel değil mi?



Sezerle ben fotoğraf çekerken Kemalle Murat yanımızdan geçip gittiler.


Bizde makinelerimizi toplayıp devam ettik, yol bizi bekliyordu.




İhsaniyeye yaklaştığımızda bir su molası verdik.


Gümüşpınara girerken arkadan gelen Sezer seslendi. Murat geride kaldı bekleyelim dedi. Saray tarafında kara bulutlar belirmişti. Yanımıza gelen Murat Çorlu gurubunun Kıyıköye ulaştığını ve çok şiddetli yağışa yakalandıklarını söyledi. Güngörmez köyündeki arkadaşımı aradım oda bu bilgiyi doğruladı. Bu durumda devam etmemizin bir anlamı yoktu köy girişindeki piknik alanında konaklamaya karar verdik. Bu kararımızı Tuncer’e bildirdim bizi bu akşam beklemeyin dedim. Yol bisikleti ile tura katılıp kah en arkadan gidip kah en öne geçen Atilla köye yaklaştığımızda uçup gitmişti. Motosikleti olan bir genç sağ olsun gidip Atilla'ya geri dönmesini söyledi.
Kamp girişinde çok güzel bir piknik alanı vardı ve burada konaklamamız bana göre uygundu ama birde muhtarın fikrini almak istedik. Muhtarda uygun bulunca çadırlarımızı kurduk.


Köy gençleri bir anda etrafımızı sardılar, çadırları kurmamıza yardımcı oldular. Köyün berberi Muharrem işini bırakıp yerleşmemize, yemek yememize rehberlik etti.



Çadırlarımızı kurup yerleştikten sonra köyü gezmek ve yemek yemek için içeri doğru yürüdük.



Yemekten sonra kahveye gidip önce Trabzon Beşiktaş sonra Barcelona Real Madrid maçlarını izledik. Burada maç izlemek bedavadan az pahalı çay karşılığı izleyebiliyorsunuz ve üstelik 40 kuruş. Çayı burnunuza dayayıp zorlayan da yok.



Bu gün programda olmayan bir şekilde Gümüşpınarda konakladık. Burada yeni insanlarla tanışıp çok güzel dostluklar kurduk, çok iyi ağırlandık. Gümüşpınarlılara çok teşekkür ediyoruz.
Bu gün yaptığım yol.


Bu günkü yol haritamız.




Find more Mtn Biking in GümüÅŸpınar


Pedal çevirme sürem.


Ortalama hızım.


1 yorum :