12 Nisan 2013 Cuma

TANDEM PEDALLARIN GÜCÜ İLE DÜNYA SERÜVENİ

12 Nisan 2013 Cuma
Kimden 22 Temmuz 2012 Batumi - Hopa
Basit bir Avrupa turu olarak başlayan düşünce tandem ile dünya turuna dönüştü. Laura Hegarty ve arkadaşı Ashley Weyman-Jones bir macera yaşamak istediler. Çift üniversiteyi bitirdikten sonra Avrupa'ya doğrudan bir seyahatin eğlenceli olacağını düşündüler.

”Her ikimizde okullarımızı bitirmiştik ve para biriktiriyorduk, fakat ev almak istemiyorduk, çocuk sahibi olmak istemiyorduk ve yeni araba almak istemiyorduk. Seyahatin iyi bir seçenek olduğunu düşündük! Fikir git gide planladığımızdan çok daha çılgın hale geldi. Avrupa'da bir tur düşünüyorduk, bu daha sonra bisikletli tur haline sonrasında tandem bisikletli tur haline geldi ve daha sonra yamaç paraşütü de eklendi.”
Çift tandem bisiklet satın alıp Avrupa, Orta Doğu, Çin’i geçip Avustralya'ya geri dönmek üzere Londra’ya uçtular.
“Başlangıçta pek çok şey planlamıştık fakat tur devam ederken bazı günler sadece doğuya doğru sürdük, biraz daha gevşedik."
Laura, tekerleklerin ilk döndüğü andan itibaren çok sinirli olduğunu söylüyor.
“İnsanlar tandem bisikletin arka tarafında oturmadıkça pek çok şeye hükmedemedikleri gerçeğinin farkına varamazlar. Her ikimizin ayrı görevleri vardı; arkadaşım Ashley fren, gidon ve sürüşten sorumluyken ben trafiği kontrol ediyor, arkaya bakıyor ve arkamızda ne olduğunu bilmesini sağlıyordum. 14 ay boyunca aynı bisikletin üzerinde olduğumuz dönemde kavgalarımız da oldu. Birbirimizin canını sıkma konusunda iyi bir çifttik, fakat hiç kimsenin kavga etmeden bu kadar uzun süre birlikte seyahat edebileceğini düşünmüyorum. Tartışmalar her zaman acıkmak, yorulmak gibi küçük şeyler konusundaydı, hepsi küçük nedenlerdi. Şimdi Avustralya’ya geri döndüğümüz için çok mutluyuz”, diyor gülerek.
Çift kolay yolu da seçmemiş.
“Küçümsenmeyecek bir 25.000 km sürdük ve geçtiğimiz rota aslında düz değildi! Yamaç paraşütümüz olduğundan dağları istedik bundan dolayı yüksek dağları gözledik. Ashley Avrupa'dan Kazakistan çöllerini de kapsayan gezimiz süresince pek çok uçuş yaptı.”
Pek çok ülkede sürdükten sonra Laura kendisi için ayrı bir anısı olan yeri şöyle anlattı.
“Kırgızistan şaşırtıcıydı, adını daha önce hiç duymamıştım. Burası Çin’in batısında ve pek bilinmeyen eski Sovyet toprağıydı. Oraya vardığımızda muhteşem dağ manzarası daha önce gördüğüm hiçbir yere benzemiyordu. Wow deniz seviyesinden 4000 metre yukarıdayım diye düşünmek muhteşem bir deneyimdi.”
Çift turlarını Sunshine körfezinde Buderimde tamamladı.
“Buderim’e doğru son metreleri geçerken biraz çıldırmıştık, sonunda başardık kimse bunu bizden alamaz diye bağırıyorduk. Timy adını verdiğimiz sevgili tandem bisikletimiz neredeyse turu tamamlayamıyordu. Sonlara doğru arka göbekten kötü sesler gelmeye başlamıştı, bitiş noktasına ulaşabileceğimizi düşünmüyorduk. O bunu başardı ama iyi bir bakıma ihtiyacı var.
Şimdi Ashley ve Laura Avustralya'ya döndükten sonra bir yıl araba kullanmayı düşünmüyorlar.
“Her yere bisikletle gidiyoruz ve toplu taşımayı kullanıyoruz, fakat kendimize ayrı bisikletler aldık. “
Laura bundan sonraki turlarının planlarını yapmaya başladıklarını söylüyor.
Daha fazla bilgiyi  The Flying Cyclists web sitesinden alıp Lauranın gördüğü pek çok ülkenin videosunu buradan izleyebilirsiniz.

Laura ile yapılan bu röportaj Avustralya'da ABC de yayınlandı.
Yollarda karşılaştığımız pek çok soru ile karşılaşıyoruz ve bunların çoğu aynı. Genelde bir tereddüt içeriyor acaba ben de yapabilir miyim düşüncesi yerini yapamam bu iş zor düşüncesine bırakıyor. Bunun yanında yaptığım turlardan etkilenen bazı genç veya kendisini benden genç gören arkadaşlar senin yaşına gelip emekli olunca ben de senin gibi gezeceğim diyorlar. Bende onlara diyorum ki benim yaşıma geldiğinizde bakalım benim kadar sağlıklı olabilecek misiniz? Belki diziniz ağrıyacak, belki ciddi rahatsızlıklarınız olacak, belki de torun bakma işini üstlenip yine fırsat bulamayacaksınız. Hem siz bu ülkede emekliliğin canınızın istediği her şeyi yapabileceğiniz anlamına mı geldiğini sanıyorsunuz? O kısıtlı para ile muhtemelen hayal bile kurmaya cesaretiniz olmayacak.
Kendi oğullarımı bile ikna edemiyorum yola çıkma konusunda. Her şeyi ben taşıyacağım siz boş bisiklet ile gelin diyorum yine kabul etmiyorlar. Küçük oğlum bundan iki yıl önce senin yaptığın akıllı adamın yapacağı iş değil dedi çıktı işin içinden. Oysa benin düşüncem okulunu bitiren geçler hayat mücadelesine atılmayı bir süre daha erteleyip kendilerini yola bıraksınlar. İster bisikletle, ister sırt çantası ile. İster treking yaparak ister otostopla ama mutlaka gitsinler, gezsinler. Döndüklerinde iş arayıp hayata atılsınlar. Kurs için, sınav için, askerlik için pek çok yıllarını harcıyorlar. Bir süreyi de seyahat için harcasınlar. Nasılsa artık 25 sene çalışan emekli olamıyor belli bir yaşa gelmeden.
Önlerindeki engel olarak gördükleri baş sorun ise para. Para aslında her şey değil elbette ama aynı zamanda çok şeyde. Bu işi arzulayan genç kafede çene çalıp boşa vakit harcayacağına part time çalışabilir, yaz tatilinde çalışabilir bir şekilde az da olsa birikim yapabilir.
Örneğin Ash ve Laura para biriktirip bu seyahati gerçekleştirmişler. Onların bir diğer avantajları döndüklerinde iş bulma sıkıntısı yaşamayacak olmalarıydı. Batumda karşılaştığımız hostelde bu konuyu Ashley e sorduğumda Avustralya'da eğitimli elemanlara ihtiyaç olduğunu bunun için iş bulamamanın söz konusu olmadığını söylemişti.
Biliyorum bizim şartlarımız onlara göre daha zor ve biz toplum olarak seyahat etmeyi sevmiyoruz yani öyle bir kültürümüz yok. Bizde tatil deyince yaz tatili akla gelir ve o tatil için tek seçenek vardır deniz kenarı. Dağları, doğayı pek sevmeyiz. Doğaya genelde mangal yakacağımız zaman çıkarız ki oda evimize en yakın parktır.
Haydi artık bu alışkanlıkları değiştirmek için harekete geçelim. Yıllık izniniz için doğayla iç içe tatil programları yapmaya başlayın. Bir kere başladığınızda bunun hiçte düşündüğünüz kadar zor olmadığını göreceksiniz. Bir işi başarabilmek için önce hayal etmek gerekiyor. hayallerinizin sınırlarını geniş tutun, korkmayın. Bir kere hayal etmeye başladığınızda gün gelecek bu hayaller sizde bir isteğe dönüşecek günün birinde bir bakmışsınız hayallerinizin peşine takılmış gidiyorsunuz.
Bir gün hiç umulmadık bir yerde, yollarda karşılaşabilmek dileği ile.

2 yorum :

  1. Her zamanki gibi yine harika bir yazı olmuş Orhan abi. Hayat her ne kadar bir Türk ile bir Avustralyalıya eşit kolaylıkta olmasa da, para; istedikten sonra her zaman ikinci planda.

    Avustralyalı bu çiftin gezdiği rotada bir Türkün seyahat etmesi için gereken sadece vize paralarının bile bir servet gerektirebbilecek büyük bir bürokrasi mücadelesi olduğunun gayet iyi farkındayım. Ama gezmek isteyen insan bunu hiç düşünmez, batıya gidemiyor mu, vize istemeyen doğuya gider, bisiklet alıcak parası yok mu? Otostop yapar, otostop işe yaramıyor mu? yürür.
    Nasıl olsa belli bir yaşa gelmeden 25 yıl çalışan herkes emekli olamıyor artık. Olaya hiç bu açıdan bakmamıştım.
    Sevgilerle
    Ümiy

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ümitçiğim seni gıpta ile izliyor, bende senin izinden yürümeye çalışıyorum. Hoşçakal.

      Sil