17 Haziran 2012 Pazar
Sabah 04:30 da kalktım. Yağmur durmuş ama hava bulutlu.
Geceyi sağ taraftaki kapalı yerde geçirdim.
Kahvaltıdan sonra 06:50 de yola çıktım. Tabelada Çamlıhemşine 20, Aydere 38 km yolum olduğu yazıyor. Geçen yıl Ayderden aşağı inmiştik. O zamandan aklımda kaldığına göre Çamlıhemşine kadar olan yolun eğimi fazla değildi. Zorlanmadan kolayca çıkacağımı düşünüyorum. Çamlıhemşin ile Ayder arasında ise eğim daha fazla. Özellikle Aydere girişte eğim iyice artıyordu.
Bu günkü yol haritam:
Find more Bike Ride in Zeytinlik, Turkey
Yolun bu kısmı yeni asfaltlanmış. Arada bir tek tük araç geçiyor.
Derenin karşısındaki bahçelere bu köprü ile geçiliyor.
Akşam yağan yağmur nedeniyle suyun rengi bulanmış ama debisi artmış.
Rizede her yoğun yağıştan sonra dere kenarına yapılan evlerin selden etkilendiğini tv de izleriz. Burada da bazı yerlerde hemen dere yatağının kenarına yapılan binaları görmek mümkün.
Karadeniz imkanı eğim ve yükseklikte sınır tanımadan ev yapmış.
Yol kenarında şelalelerle karşılaşmaya başladım. Aydere kadar bunlardan çok sayıda var.
Yaratıcı Karadeniz insanının eseri.
Çamlıhemşine kadar zorlanmadan geldim. Vites kombinasyonunu genellikle önde orta dişli, arkada 3. dişlide kullandım. Arada bir ön dişliyi en küçüğe aldım. Su içme ve fotoğraf çekme dışında durmadım ve durma ihtiyacı da hissetmedim. Önümde 18 km yol kaldı. Programda Zilkale de var şiddetle gitmek istiyorum ama dün geceki yağmur ve havadaki bulutlar yüzünden anlamsız bir şekilde Ayderi hedefledim.
Derenin üzerine taşmış binalar.
Çamlıhemşin girişindeki şelale.
Çamlıhemşinde çay molası verecektim ama hiç yorgunluk hissetmediğimden yola devam ettim. Sağ taraftaki yol Zilkaleye, sol taraftaki Aydere gidiyor.
Yüküm 35 kg civarında birde bisiklet boş olsa ne kadar güzel tırmanılırdı diye düşünüyorum pedalları çevirirken.
Bu yörede sıkça karşılaşılan mimari yapıdaki köprülerden birisi olan Mikron köprüsü. Havada müthiş bir nem var ama Allahtan hava bulutlu.
Yokuşun eğimi biraz arttı ama bende hala bir zorlanma yok.
Çamlıhemşini 2 km geçmiştim. Dere kenarındaki piknik masasında kahvaltıya hazırlanan bir gurup genç beni de davet ettiler. Karnımın tok olduğunu ama çaya hayır diyemeyeceğimi söyledim.
Senin yemen lazım aç karnına çıkamazsın diyerek zorladılar. Masada poğaça, peynir, zeytin, reçel, bal, domates, yeni pişirilmiş sucuk var. Bisiklete binerken köfte ve sucuk yemem hararet yapıyor. Çayla yeniden kahvaltı yaptım. Oradan, buradan, lastikten, turdan söz ettik. Dün gece Aydere çıkıp şelaleden sonra yolun kenarına çadır kurmuşlar ama gece yağan şiddetli yağış yüzünden sabah toplanıp yola çıkmışlar. Sende yol kenarında çadır kurup kalabilirsin dediler. Sonra izin isteyip yanlarından ayrıldım. Rizeli İsa ve arkadaşlarına çok teşekkür ediyorum.
Yol hala güzel ve zorlamıyor. Önde 1. dişliyi arkada 3. dişliyi kullanarak çıkıyorum ama tişörtüm terden sırtıma yapıştı.
Aydere yaklaşırken Ayderin Meryem Anasının reklam pankartı göründü. Bende burada kalmayı düşünüyorum. Gerçi daha önce giden arkadaşlar pahalı olduğunu yazmışlardı ama anlaşabileceğimizi umuyorum.
Sonunda Aydere geldi,
Ayder girişine 1 km yolum kaldı ama buradan itibaren eğim ciddi anlamda artıyor ve yayla boyunca aynı şekilde devam ediyor.
Geride kalan yol.
Devam edelim bakalım tırmanmaya.
Ayderde yükseklik 1250 metre, benim altimetrem 1210 metre olarak ölçtü. Bu gün pazar olduğundan Ayder oldukça kalabalıktı. Benim yüklü bisiklet ile çıktığımı görenlerin bazıları eğilip tabelamı okumaya çalışırken alkışladı, bazıları bravo, bazıları biz araba ile zor çıkıyoruz helal olsun, bazıları da senin senin işin mi yok dedi. Bazıları ise gözlerinin içi gülerek hayranlıkla baktılar ve mücadelemi takdir ettiler. Harika bir atmosfer vardı çok mutlu oldum. Meryem Anayı bulmak için yola devam ettim.
Yolda yanımdan pek araba geçmedi ama burası oldukça kalabalık.
Meryem Anaya geldiğimde çadır yeri için 25 TL istediler. Su, tuvalet var. Çadır alanı aydınlatılıyormuş. İyide ben buraya karanlığa geldim yıldızları saman yolunu daha iyi görebilmek için. Pazarlık yapmaya gerek görmeden yola devam ettim. Ayder çok kalabalık yol kenarları araba dolu çadır kurmam imkansız. Diğer uygun yerlerde ise insanlar piknik yapıyorlar. Ayderin içinde çadır kurmak yasak. 25 TL vermektense Galer düzüne gitmeye karar verdim. Zaten yolun 2 km sini geldim. Galer düzüne 4 km yolum kaldı.
Biraz daha gittikten sonra Şelalenin olduğu yerde sağ tarafta Topalın Yeri diye bir yere geldim. Çadır yeri için 15 TL istedi ama 10 TL ye anlaştık. Su var ama tuvalet yok. Tuvalet için karşıdaki ücretli tuvaleti kullanmam gerekiyor. Çadırımı kurduktan sonra Mayomu giyip soğuk suyla yıkandım. Yemeğimi pişirirken sağanak yağmur başladı. Yemeğimi yedim. Nihayet huzura kavuştum. Ne kadar özlemişim meğer dağı. Yağmur bir yağıyor bir güneş açıyor. Bu şartlar altında Yukarı Kavruna çıkabilecek miyim bilmiyorum ama olsun ben burada da mutluyum. Yağmur sonrası Ayderden görüntüler.
Ve çadırım.
Bu günkü pedal çevirme sürem:
Tur mesafesi:
Ortalama hızım: Bence yüklü bisikletimi ve yaşımı göz önüne aldığınızda oldukça iyi bir derece.
En yüksek hızım:
Aydere hiç çıkmamış İstanbullu ve Bursalı bisiklet sever arkadaşlara bir fikir verebilmek için Ayder çıkışını Uludağla kıyaslarsak kesinlikle Uludağa göre daha kolay bir parkur. Uludağda 30 km de 150 metreden 1850 metreye çıkılırken burada 38 km de 10 metreden 1250 metreye çıkıyorsunuz.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder