1 Haziran 2011 Çarşamba

ŞİLE - İSTANBUL

22 Mayıs 2011 Pazar
Bu gün turumuzun son günü. Sabah güneşin ışıklarının çadırın içine vurması ile uyandım. Bir süre uyku tulumumun içinde yuvarlandıktan sonra kalktım. Saat 06:45. Dışarıda turun başladığından beri ilk kez bizi sımsıcak gülümsemesi ile karşılıyor. Dün gece geç saatte geldiğimiz için ayrıntılı bir şekilde göremediğim çevreyi gözlemlemek için dolaşmaya çıktım. Kemal için erken bir saat olduğundan uyuyor. Birde tabi ben yattığımda Kemal oturuyordu.

Şile tarafı.
Kimden Şile - İstanbul
Burası kamp alanı.
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
Şu anda kamp alanı olarak yetersiz. Aşağıda 1 tuvalet kabini, 1 duş kabini var. Burada da büfe veya lokanta diye tanımlayabileceğim bir yapı var. Kampın yeni işletmecisi duvar dibine istinat kazıkları çakıp, zemini düzelterek büyük bir gayretle işe başlamış ayrıca küçük ağaç fidanları dikip etrafını tahtalarla çevirerek onları koruma altına almış daha yapılacak çok iş var ve umarım sezon başlangıcına yetişir.
Daha önce adını duyduğum Kumbabaya ilk gelişim duyduklarımdan, insanların methetmelerinden ve tercihlerinden burada bol ağaçlı tam teşekküllü gelişmiş bir kamping görmeyi hayal ediyordum ama beklediğimi bulamadım. Yolda gelirken Ağlayankaya kamp alanı diye bir levha görmüştük acaba orası kampçılık imkanları olarak daha mı iyi merak ettim.
Kimden Şile - İstanbul

Kimden Şile - İstanbul
Kahvaltı için kampın en güzel yerindeki masaya kuruldum. Ben hazırlıkları yaparken bu arada güneşin etkisi ile Kemal de kalktı.
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
Kahvaltıda yine hellim peyniri kızartma var. Kemal hellimi çok sevince dün marketten yine hellim almıştık.
Kimden Şile - İstanbul
Kahvaltıda Kemal gece geç saatte bisikletli bir İngilizin geldiğini söylemişti. Kahvaltımızı bitirmiştik ki arkadaş kahvaltı için geldi. Almanmış ve Gürcistan’a gidiyormuş. Önündeki yol çok zor sürekli inip çıkacaksın ama Samsundan sonra düz bir yolda gideceksin dedim. Sınıra kadar mı diye sordu evet dedim. Memnun oldu.
Kimden Şile - İstanbul
Kampın önündeki toprak yoldan gitmeye karar verdik. Amacımız Sahilköye ulaşıp sonrasında Beykoz üzerinden gitmek. Kemal benim daha önce gördüğüm Ayhan Şahenk Sevgi Ormanını görmek istiyor.
Kimden Şile - İstanbul
Bu güzel havada denizin kenarından gidiyoruz. Kemal de ben de buralardan ilk kez geçiyoruz.
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
Kemal her zaman olduğu gibi yine toparlanıp çıkamadı ki ortalıkta görünmüyor. Ben yalnız başıma yola devam ediyorum. Nasılsa gidecek başka yol yok.
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
Buralar çok bakir. Herhalde yapılaşma yasak.
Kimden Şile - İstanbul
Küçük bir balıkçı teknesi ağ atmış avlanıyor.
Kimden Şile - İstanbul
Geride bıraktığım yol.
Kimden Şile - İstanbul
Bu da gideceğim yol.
Kimden Şile - İstanbul
Bir süre gittikten sonra yol denizden ayrılıp sola devam ediyordu. Karşıda ise denize paralel giden başka bir yol vardı. Minibüsün yanından sahile kumsala inip bisikleti iterek yamaçtan çıkardım ve az önce gördüğüm yola geldim ama bu yolda bisiklet ile gitmek mümkün değildi. Çamurda buraya kadar gelen traktör yüzünden yolda derin lastik izleri vardı ve zemin çok bozuktu.
Kimden Şile - İstanbul
Kemal’e telefon edip yolu tarif ettim ve beklemeye başladım.
Kimden Şile - İstanbul
Kemal karşıda görününce telefonla nasıl geleceğini tarif edip yola devam ettim.
Kimden Şile - İstanbul
Güçlükle ilerleyebiliyordum. Artık bisikletin beni taşıdığından çok ben bisikletimi taşıyordum. Kim diyor City Bike offroad da gitmez diye. Binicisi hafif uçuk kaçık olursa her yerde gider.
Kimden Şile - İstanbul
Arabaları ile gelmiş 2 kişi ile yaptığım görüşme sonucu deniz kenarını terk edip kara yoluna çıkmaya karar verdim. Bu yol bu şekilde devam edip ileride yine karayoluna bağlanıyormuş. Bu durumda daha fazla zaman kaybetmeye gerek yoktu.
Kimden Şile - İstanbul
Dik ve dikliğinden çok gevşek zeminli olması nedeniyle beni zorlayan yokuşu çıktım.
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
İleride yol ikiye ayrıldı. Nereye gideceğim konusunda karar vermeye çalışırken bir adama rastladım. Adam bir çeşit bitki filizi topluyordu. Topladıkları diken ucuymuş. Yeni sürgünleri topluyormuş. Bu bitki soğanla kavrulup yeniyormuş. Yumurtada ilave edilebiliyormuş. Ispanak kavurması gibi pişirilip yeniyormuş. Adam söz arasında benim Yedikulede oturduğumu öğrenince Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesinde tüberküloz tedavisi gördüğünü, sonrasında bıraktığı sigaraya şimdi yeniden başladığını söyledi. Sigara çare değil boş ver çık dolaş bir şeyler yap dedim, olmuyor yapamıyorum dedi. Kemal’e telefon edip beklediğimi söyledim ve sola devam edip karayoluna ulaştık. Buraya kadar 5,9 km yolu 1 saat 20 dakikada geçmişiz.
Kimden Şile - İstanbul
Asfalta çıkmamızla birlikte bir anda rahatladım ve pedallara hırsla bastım. Günlerdir köy yollarının mıcırlı sürtünme kuvveti yüksek asfaltı ile tozlu topraklı yollarında iflahımız kesilmişti. Bu asfaltta adeta akıp gidiyordu bisikletim. Bir süre sonra Harem’e 40 km kaldığını haber veren levhaya ulaştım. Kemal yoktu yine. Devam ettim. Yolda aralıklı olarak 2 gözlemeci gördüm. Burada sadece gözleme değil çeşitli malzemeler ve yiyecek içecek satılıyordu. Kemal buraya çikolata almak için kesin girer diye düşündüm. Daha önce Kurtdoğmuş turundan dönerken bu yola çıktığımız kavşağa doğru yokuş aşağı hızla inerken önce bir pikap kavşaktan fırlayıp karşısındaki yola girdi, ardından benim dahada yaklaştığımı görmesine rağmen koskoca bir damperli kamyon önüme çıktı. Fren yaparak zor durduktan sonra şoförün 7 ceddinin hatırını sormayı ihmal etmedim. Beykoz yol ayrımını geçtikten sonra bir benzin istasyonunda su molası verdim. Hava sıcaktı, bir damla bile suyum kalmamıştı. Yeniden yola çıktım. Hem gidiyorum hem de Kemal’i düşünüyorum. Arayıp nerede olduğunu sormam lazım bunca yolu birlikte kat ettikten sonra son gün ayrı, ayrı şehre girmemiz olacak şey değil. Ben bunları düşünüp yokuşu çıkmaya çalışırken Kemal geldi ve beni geçti. Böylece buluşmuş olduk. Bundan sonra birlikte yol aldık. Yolu daha önce geçtiğimizden yol ayrımlarının bizim için sorun olacağını biliyordum. Bizim gideceğimiz yön hep soldaki sapakta kalıyordu ve otoyolda bisiklet üzerinde o sapaklara geçmeye çalışmak intiharla eşdeğerdi. Daha önceki tecrübelerime dayanarak gerekli yerlerde bisikletlerimizden inerek yol müsait olduğunda sola geçip sonunda Altunizade’ye ulaştık. Burada yollarımız ayrılıyordu. Kemal Kadıköy’e giderken benim Üsküdar’a gitmem gerekiyordu.
Yol arkadaşımla yeni turlarda birlikte pedal çevirebilmek temennisi ile vedalaştık.
Kimden Şile - İstanbul
Kimden Şile - İstanbul
Üsküdardan gemi ile Eminönüne geçip sahil yolunu takip ederek sonunda başladığım noktaya geldim.
Kimden Şile - İstanbul
Şiledeki su birikintisinden geçerken bisikletimin özellikle arka tekerleği çamura batıp bu hale gelmişti.
Kimden Şile - İstanbul
Bu günkü turumuzda 72.1 km pedal çevirdim.
Ortalama hızım turun en iyi ortalamasıydı. Bu günkü turda o bozuk yola girmeseydik bu ortalama hızım daha da yükselirdi ama gördüğümüz güzellikler ve macera tutkusu her şeye değerdi. Ortalama hızım 17,5 km.
Kimden Şile - İstanbul
En yüksek hızım: 64,8 km
Kimden Şile - İstanbul
Toplam pedal çevirme sürem: 4 saat 6 dakika
Kimden Şile - İstanbul
Bu fotoğraf o küçücük suda bulandığım çamuru daha iyi anlatıyor.
Kimden Şile - İstanbul
Şimdi sırada 18 Haziranda başlayacağım Bursa – Adana turu var. Bu sefer bir kişi fazla olacağız gibi görünüyor. Ben hazırım, yol arkadaşlarım benden hazır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder