03 Ağustos 2015 Pazartesi
6. Gün:
Sabah kalktığımda hava açmıştı. Güneş parıldıyordu ama sert rüzgar yüzünden güneşin sıcaklığı hissedilmiyordu.
Benden başka kalkan yoktu. Çevreyi keşfetmek için yürümeye başladım.
Çadırlarımızın hemen yanında gölden çıkan dere Kavruna doğru akıyordu.
Etraf sakin. Burada bizden başka konaklayan yok. Çevre genellikle temiz. Daha önce gelenlerden bir kaç boş konserve kutusu ve boş mermi kutusu bırakılmış. Yani hepsi geri dönüşebilen malzemeler. Dere küçük bir çağlayan yapıyordu. Elimdeki imkanlarla uzun pozlama denemeleri yaptım.
Rüzgar olanca şiddeti ile hala devam ediyor, karşıdaki yüksek dağları nasıl aşıp buraya ulaşabiliyor anlam veremiyorum.
Biraz sonra arkadaşlar kalkmaya başladılar. Rüzgardan korunabilmek için ocağı bir kayanın arkasına koyup çay suyumuzu kaynattık, kahvaltımızı yaptık. Artık akşama kadar zamanımız var çünkü öğle yemeği yemiyoruz.
Büyük Denizgölünden adsız göl ve Çaymakçur geçidinin görünüşü.
Bayramla birlikte kamp alanımızın sağındaki dağın tepesine tırmanmaya karar verdik. Arkasında ne olduğunu birde zirveyi görüp göremeyeceğimizi merak ediyoruz.
Gölü arkamızda bırakıp tırmanmaya başladık.
Fehmi ile Mustafa bulaşıklarını yıkıyorlardı.
Kamp alanından gittikçe yükseliyorduk. Bayram bizim köyün etrafı böyleydi onun için ben alışkınım deyip çarşakların üzerinde hızla tırmanıyordu. Önümüzdeki dağa iyice yaklaştık. Önümüzde 3 veya 4 geçit vardı. Bayram en soldakine çıkalım dedi ben ise onun eğimi çok fazla karşımızdakine çıkalım dedim. Çıktığımızda her zamanki gibi arkadaki diğer dağları gördük.
Buradan zirve görünmüyordu. Belki Bayramın dediğine tırmansaydık zirveyi görebilirdik.
Rüzgar nedeniyle fazla durmayıp inişe geçtik. Bayram bir anda gözden kayboldu. Ben temkinli ve yavaş inmeyi tercih ettim.
Göl buradan çok güzel görünüyor. GPS ten karşıda gölün arkasındaki düzlükte 2 küçük göl daha olduğunu gördüm.
Bu çiçeğin daha önce beyaz rengini görüp fotoğrafıı çekmiştim. Bu sefer eflatun renkli olanını gördüm.
Burası manzara ve ortam olarak çok güzel. İyiki burada konaklamışız.
Mustafa benim GPS te gördüğüm göllerden birisine yürümüş ve sonrada dün çıktığımız Çaymakçur geçidine gitmiş. Karadeniz gölü ve dün göremediğimiz daha az tırmanılan geçit net olarak görünüyordu deyince bende Çaymakçur geçidine gittim. Geçidin üzerinde kalabalık bir gurup vardı. Hakikaten aşağısı net olarak görünüyordu ve biz daha kolay yoldan buraya gelmek varken siste patikayı görmeyip kaçırmıştık. Yanıma fotoğtaf makinemi almadığımdan hızla çadıra dönüp makinemi aldım. Acele etmemin nedeni burada neyin ne zaman olacağının belli olmaması. Her an yeni bir sis dalgası gelip herşeyi gizleyebilirdi.
Neyseki korktuğum olmadı. Geri geldiğimde herşey hala net olarak görünüyordu. Aşağıda Karadeniz gölü ve sol tarafta buraya çıktığımız duvar gibi çıkış net olarak görünüyordu.
Buradada bir gölün altından geçen patika görünüyor. Bu yoldan katırlak geçemediğinden fazla belirgin değil. Hatırladığıma göre geçen geçişimizde Çaymakçur yol ayrımında Kavrun diye belirsiz patikayı gösteren yazı dışında sol tarafı gösteren üzerine Kavrun yazılmış bir teneke levhada vardı. Levhanın gösterdiği yönde patika görünmüyordu ve aşağı doğru nispeten dik bir iniş vardı. Bu patikadan giderseniz. Göl seviyesine kadar inmeyeceğinizden Buraya daha kısa fakat yine dik olan bir patikadan tırmanacaksınız. Buradaki bir diğer zorluksa zemindeki mıcırlar. Dün Naletlemeden inerken 3 veya 4 kez bu tür zemin yüzünden kayarak düştüm. Bir keresinde sol ayağım vücudumun altında kaldı ve geçen yıl sakatlandığım dizim çok ağrıdı.
Dün çıktığımız patikaya bir kez daha bakalım. Gördüğünüz gibi oldukça dik, adeta bir duvar. Dün buradan çıkarken geçen sefer Kavrun yerine Çaymakçuru tercih etmekle ne kadar isabetli bir karar verdiğimi anladım. Buradan bisikletle çıkmaya kalksaymışız çok zorlanacakmışız. Burası gerçekten Naletlemeden çok daha zor. Geçen sefer doluya yakalanıp zorunlu olarak konakladığımız yer gölün arkasındaki yeşil alanın son kısmı. Konaklamayı düşündüğümüz göle çok yaklaşmışız hatta geçmişiz ama sis nedeniyle görememiş ve geceyi suzuz geçirmiştik. Sabah ise kot farkından dolayı gölü görememişiz.
Fotoğraf çekiminden sonra yeniden Büyük Deniz gölüne doğru yürümeye başladım.
Yarın Kavruna bu taraftan ineceğiz.
Bayram çadırın yanına uzanmış keyif yapıyordu.
Dün geceden beri süren rüzgar durmuştu.
Dağlarda gece erken olur. Artık güneş batıyordu.
Renkler müthişti.
Çorba ve makarnadan oluşan yemeğimizi yedikten sonra çadırlarımıza girdik.
Yarın sabah Kavruna ineceğiz. Sonrasına orada karar vereceğiz. Gece rüzgar yine esmeye başladı. Zaman zaman çadır adeta bir yorgan gibi üzerim,ze kapandı. Rüzgar Mustafanın tarafından estiğinden bundan en çok o etkileniyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder